Tüylü Hücreli Löseminin 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
Tüylü hücreli lösemi (HCL), nadir görülen ve kronik seyirli bir B hücreli lenfoproliferatif hastalıktır. Bu hastalık, olgunlaşmış B lenfositlerinin anormal bir şekilde çoğalmasıyla karakterizedir ve adını, mikroskop altında hücrelerin yüzeyinde belirgin “tüy” benzeri uzantıların görülmesinden alır. İlk olarak 1958 yılında tanımlanan bu lösemi türü, tüm lösemi vakalarının yaklaşık %2’sini oluşturmaktadır. Genellikle orta yaşlı ve ileri yaşlardaki erkeklerde daha sık görülür ve kadınlarda rastlanma oranı oldukça düşüktür. Bu lösemi türünün neden ortaya çıktığı henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da, çevresel ve genetik faktörlerin rol oynayabileceği düşünülmektedir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Tüylü Hücreli Löseminin 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi (Hairy Cell Leukemia, HCL)
Tüylü hücreli lösemi , klinik olarak diğer lösemi türlerinden farklı belirtilerle kendini gösterir. Genellikle yavaş bir seyir izler ve hastaların büyük bir kısmında ilk olarak dalak büyümesi (splenomegali) dikkat çeker. Bunun yanı sıra, hastalarda halsizlik, iştah kaybı, kilo kaybı, enfeksiyonlara yatkınlık ve kemik ağrıları gibi semptomlar da görülebilir. Lösemi hücrelerinin kemik iliğinde birikmesi sonucunda, kemik iliğinde normal kan hücrelerinin üretimi baskılanır ve bu durum anemi, trombositopeni ve nötropeni gibi hematolojik bozukluklara yol açar. Hastalığın tanısı, genellikle kan testleri, kemik iliği biyopsisi ve immünofenotipleme gibi yöntemlerle konur.
Tedavi seçenekleri arasında, kladribin ve pentostatin gibi pürin nükleozid analogları yer alır. Bu ilaçlar, tüylü hücreli lösemi tedavisinde oldukça etkilidir ve hastaların büyük bir kısmında uzun süreli remisyon sağlar. Ancak, bazı hastalarda hastalık tekrar edebilir ve bu durumda farklı tedavi yöntemleri, örneğin rituksimab veya BRAF inhibitörleri kullanılabilir. Tedaviye yanıt vermeyen veya relaps yaşayan hastalarda, kemik iliği nakli de bir seçenek olarak değerlendirilebilir. Tüylü hücreli lösemi, tedavi edilmediğinde yavaş ilerleyen bir hastalık olmasına rağmen, komplikasyonlar ve enfeksiyon riskleri nedeniyle ciddi bir sağlık sorunu oluşturabilir.
Bu makalede, tüylü hücreli löseminin klinik özellikleri, tanı yöntemleri, tedavi seçenekleri ve hastalığın seyrine ilişkin ayrıntılı bir inceleme sunulacaktır. Ayrıca, hastalığın genetik ve çevresel etmenleri, epidemiolojik veriler ve hastalığın patogenezi de ele alınacaktır. Makalenin sonunda ise, tüylü hücreli lösemi üzerine yapılmış güncel araştırmalardan elde edilen bulgular ve hastalığın gelecekteki tedavi yaklaşımlarına dair öngörüler yer alacaktır. Bu kapsamlı incelemenin, hem hastalar hem de sağlık profesyonelleri için yararlı bir bilgi kaynağı olacağını umuyoruz.
Tüylü Hücreli Lösemi Belirtileri
Tüylü hücreli lösemi, nadir görülen bir kronik lösemi türü olup belirtileri genellikle yavaş bir şekilde ortaya çıkar. Hastalığın semptomları, anormal tüylü hücrelerin (lösemik hücreler) kemik iliği, dalak, karaciğer gibi organlarda birikmesi ve normal kan hücrelerini baskılaması sonucu oluşur. Bu durumun klinik belirtileri çeşitli sistemleri etkileyebilir ve genellikle hastalığın ileri evrelerinde belirgin hale gelir.
1. En Sık Görülen Belirtiler
- Yorgunluk ve Halsizlik: Tüylü hücreli lösemi hastalarının büyük çoğunluğu, kansızlığa (anemi) bağlı olarak sürekli yorgunluk, halsizlik ve enerji kaybı yaşar. Bu durum, kemik iliğinde normal kırmızı kan hücrelerinin üretiminin azalmasından kaynaklanır.
- Enfeksiyonlara Yatkınlık: Beyaz kan hücrelerinin (özellikle nötrofillerin) azalması bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur. Bu durum, hastaların sık sık enfeksiyon geçirmesiyle kendini gösterebilir. Özellikle bakteriyel enfeksiyonlar yaygındır.
- Kanama ve Morarma: Trombosit seviyelerindeki düşüklük (trombositopeni), kolayca morarma, diş eti kanaması veya burun kanaması gibi belirtilerle sonuçlanabilir.
2. Karın ve Sindirim Sistemi Belirtileri
- Dalakta Büyüme (Splenomegali): Tüylü hücreli löseminin karakteristik özelliklerinden biri, dalakta büyümedir. Splenomegali genellikle ağrıya neden olmaz, ancak karın sol üst kısmında dolgunluk hissi, baskı veya hafif ağrı oluşturabilir. Dalak büyümesi, mideye baskı yaparak erken doyma hissine de yol açabilir.
- Karaciğer Büyümesi (Hepatomegali): Daha az yaygın olsa da bazı hastalarda karaciğer büyümesi görülür, bu da karın sağ üst kısmında rahatsızlık hissine neden olabilir.
3. Sistemik Belirtiler
- Ateş: Hastalarda, bağışıklık sistemi baskılandığı için nedeni belirlenemeyen ateş epizodları görülebilir.
- Gece Terlemeleri: Kanser hastalıklarının birçok türünde olduğu gibi, tüylü hücreli lösemide de gece terlemeleri sık rastlanan bir belirtidir. Bu durum genellikle vücutta artan metabolik aktiviteyle ilişkilendirilir.
- Kilo Kaybı: Hastalar, iştahsızlık ve metabolik değişikliklere bağlı olarak istemsiz kilo kaybı yaşayabilir.
4. Laboratuvar Belirtileri
Tüylü hücreli lösemi tanısı konulmadan önce belirti veren laboratuvar bulguları sıklıkla şu şekilde özetlenebilir:
- Pansitopeni: Tam kan sayımında kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositlerde genel bir düşüş görülür.
- Monositopeni: Özellikle monosit seviyelerinde belirgin bir azalma, tüylü hücreli lösemi için tipik bir laboratuvar bulgusudur.
- Anormal Hücre Görüntüsü: Kan smearinde “tüylü” uzantılara sahip anormal lenfositlerin görülmesi hastalığın tanısında önemlidir.
5. Diğer Belirtiler
Hastalığın ilerlemesine bağlı olarak daha nadir görülen belirtiler ortaya çıkabilir:
- Kemik Ağrıları: Lösemik hücrelerin kemik iliğinde birikmesine bağlı olarak ağrılar oluşabilir.
- Lenf Düğümlerinde Şişlik: Çok yaygın olmamakla birlikte bazı hastalarda lenf düğümlerinde büyüme görülebilir.
- Duygusal ve Psikolojik Belirtiler: Kronik hastalıklar nedeniyle ortaya çıkan stres, depresyon veya anksiyete, HCL hastalarında da gözlemlenebilir.
Tüylü hücreli löseminin belirtileri, genellikle diğer hematolojik veya sistemik hastalıklarla benzerlik gösterebilir. Bu nedenle belirtiler göz ardı edilmemeli ve kesin tanı için bir hematoloji uzmanına başvurulmalıdır. Erken tanı, tedavi başarısını artırmada kritik bir rol oynar.
Tüylü Hücreli Löseminin Klinik Özellikleri
Tüylü hücreli lösemi, tipik olarak yavaş seyirli bir hastalıktır ve belirtileri hastalığın ilerlemesiyle birlikte yavaş yavaş ortaya çıkar. Çoğu hastada dalak büyümesi belirgin bir bulgudur ve bu durum, hastaların karnında dolgunluk hissi ve sol kaburganın altında baskı şeklinde şikayetlerle kendini gösterir. Karaciğer büyümesi (hepatomegali) de bazı vakalarda görülebilir, ancak daha az yaygındır. Kan testlerinde, lökopeni, anemi ve trombositopeni gibi bulgular tespit edilir. Bu durumlar, hastaların enfeksiyonlara karşı dirençsiz hale gelmesine ve kanama riskinin artmasına neden olur.
HCL’nin karakteristik hücreleri olan tüylü hücreler, kan yaymasında ve kemik iliği örneklerinde kolayca tanınabilir. Bu hücreler, normal B lenfositlere kıyasla daha büyük olup, düzensiz hücre yüzeyi ve sitoplazmalarındaki ince uzantılar ile ayırt edilir. Hastalığın tanısında kullanılan en önemli yöntemlerden biri, bu hücrelerin immünofenotipik özelliklerini belirlemek için akım sitometri (flow cytometry) ile yapılan testlerdir. Tüylü hücreler, CD11c, CD19, CD20, CD25 ve CD103 gibi belirli yüzey antijenlerine sahip olmaları ile diğer lenfositlerden ayrılır.
Hastaların çoğunda hastalık tanısı konduktan sonra hemen tedaviye başlanmaz, çünkü hastalık genellikle semptomsuz seyreder ve hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkilemez. Ancak, ileri derecede anemi, tekrarlayan enfeksiyonlar veya ciddi splenomegali durumlarında tedavi gerekli hale gelir. Tedaviye başlanmadan önce, hastanın genel durumu, yaş ve eşlik eden hastalıklar gibi faktörler dikkate alınarak bir tedavi planı oluşturulur.
Tüylü Hücreli Lösemi Tanısı
Tüylü hücreli lösemi tanısı, hastanın klinik belirtileri, laboratuvar sonuçları ve ileri tanı yöntemlerinin bir arada değerlendirilmesiyle konulur. Bu nadir görülen hematolojik kanser, genellikle kemik iliği ve dalak dahil olmak üzere lenfoid dokuların infiltrasyonu ile karakterizedir. Tanı sürecinde dikkatli bir anamnez ve fizik muayene, kesin tanıyı destekleyen temel adımlardır.
1. Klinik Bulgular ve Fizik Muayene
Hastalar genellikle yorgunluk, kilo kaybı, gece terlemeleri ve sık enfeksiyon gibi semptomlarla başvururlar. Fizik muayenede, en yaygın bulgu dalak büyümesi (splenomegali) olup, bazen ileri derecede büyümüş dalak elle hissedilebilir. Ayrıca, lenfadenopati nadiren görülse de, bu durum başka hematolojik hastalıkların dışlanmasında önemlidir. Anemi, trombositopeni ve nötropeni gibi periferik kan değerlerindeki düşüşler, enfeksiyon ve kanama eğilimlerinin artmasına yol açar.
2. Laboratuvar Testleri
Laboratuvar analizleri, HCL tanısında kritik bir role sahiptir:
- Tam Kan Sayımı (CBC): Anemi (düşük hemoglobin), trombositopeni (düşük trombosit sayısı) ve lökopeni (düşük beyaz kan hücre sayısı) genellikle görülür.
- Periferik Kan Yayması: Mikroskop altında tüylü hücreler olarak adlandırılan, sitoplazmalarında ince uzantılara sahip atipik lenfositler tespit edilir. Bu hücreler, HCL’nin temel ayırt edici özelliğidir.
- Kemik İliği Aspirasyonu ve Biyopsisi: Tüylü hücrelerin kemik iliğindeki varlığı, tanıyı doğrulayan kritik bir testtir. HCL’de, kemik iliği aspirasyonu genellikle “kuru aspirat” olarak adlandırılan, materyal alınmasında zorlukla sonuçlanır. Bunun nedeni, kemik iliğinin fibrozis ile dolu olmasıdır. Kemik iliği biyopsisi ile fibrozis ve tüylü hücre infiltrasyonu net bir şekilde gösterilebilir.
3. İmmünofenotipleme
Akış sitometrisi (flow cytometry) kullanılarak tüylü hücrelerin yüzeyindeki spesifik belirteçler tespit edilir. HCL için karakteristik immünofenotip şunları içerir:
- Pozitif Belirteçler: CD19, CD20, CD22, CD11c, CD25, CD103, ve CD123.
- Negatif Belirteçler: CD5, CD10 ve CD23. Bu immünofenotip profili, HCL’yi diğer lösemi türlerinden ayırt etmede önemlidir.
4. Moleküler ve Genetik Testler
- BRAFV600E Mutasyonu: Tüylü hücreli lösemide spesifik bir genetik mutasyon olan BRAFV600E, hastaların yaklaşık %90’ında tespit edilir. Bu mutasyon, HCL’nin tanısında ve hedefe yönelik tedavilerin planlanmasında kritik bir biyobelirteçtir.
- PCR ve NGS Testleri: Hassas moleküler tanı yöntemleri, bu mutasyonun tespiti için kullanılabilir.
5. Görüntüleme Teknikleri
Hastada dalak büyüklüğünü ve lenfadenopati varlığını değerlendirmek için ultrasonografi veya bilgisayarlı tomografi (BT) kullanılabilir. Özellikle dalak büyümesi şikâyeti olan hastalarda bu teknikler, tanıyı destekler ve hastalığın yayılımını anlamaya yardımcı olur.
6. Diferansiyel Tanı
HCL tanısında diğer hematolojik malignitelerle ayrım yapmak önemlidir. Kronik lenfositik lösemi (KLL), splenik marjinal zon lenfoma ve diğer B hücreli maligniteler gibi hastalıklar, benzer klinik ve laboratuvar özelliklere sahip olabilir. İmmünofenotipleme ve genetik analizler, bu hastalıkların HCL’den ayırt edilmesinde anahtar rol oynar.
Tüylü Hücreli Lösemi Tedavisi
Tüylü hücreli lösemi, nadir görülen ve genellikle yavaş seyirli bir hematolojik malignitedir. Tedavisinde amaç, semptomları kontrol altına almak, hastalığın ilerlemesini durdurmak ve remisyon sağlamak üzerinedir. Günümüzde Tüylü hücreli lösemi tedavisinde kullanılan yöntemler oldukça etkili olup hastaların büyük çoğunluğu uzun dönem sağkalım elde edebilmektedir. Tedavi, hastanın genel durumu, semptomları, kan değerleri ve dalak büyüklüğü gibi faktörlere göre bireyselleştirilir.
1. Kemoterapi
Kemoterapi, Tüylü hücreli lösemi tedavisinin temel taşını oluşturur ve genellikle ilk basamak tedavi olarak tercih edilir:
a. Purin Nükleozid Analogları (PNA)
- Kladibrin (Cladribine): Tüylü hücreli lösemi tedavisinde ilk tercih edilen ilaçtır. Hastaların büyük bir kısmında tam remisyon sağlanabilir. İlacın genellikle tek bir kür uygulanması yeterli olur ve etkileri uzun süreli remisyon ile sonuçlanabilir.
- Pentostatin: Kladibrine benzer şekilde etkilidir ve alternatif bir seçenek olarak kullanılabilir. Özellikle kladibrin kullanımının mümkün olmadığı durumlarda tercih edilir.
Bu ilaçlar tüylü hücreleri seçici bir şekilde hedef alarak kemik iliği ve periferik kan hücrelerindeki anormal hücrelerin temizlenmesini sağlar.
2. Hedefe Yönelik Tedaviler
Son yıllarda, Tüylü hücreli lösemi tedavisinde hedefe yönelik tedaviler ön plana çıkmıştır:
- Rituksimab: CD20 antikoru olan rituksimab, özellikle kemoterapiye yanıt vermeyen veya nüks eden hastalarda kullanılabilir. HCL hücrelerinin yüzeyindeki CD20 proteinini hedef alarak bağışıklık sistemini aktive eder ve bu hücrelerin yok edilmesini sağlar.
- BRAF İnhibitörleri (Vemurafenib): HCL’nin çoğu vakasında BRAF V600E mutasyonu saptanır. Bu mutasyonu hedefleyen vemurafenib, özellikle kemoterapiye dirençli hastalarda etkili bir tedavi seçeneği sunar.
3. Splenektomi
Dalak büyümesi (splenomegali) HCL’nin belirgin bir bulgusudur ve semptomatik hastalarda önemli bir sorun olabilir. Modern tedavi yaklaşımlarının etkili olmasına rağmen, nadir durumlarda splenektomi (dalak çıkarılması) tercih edilebilir:
- Semptomatik splenomegaliye bağlı ağrıyı hafifletmek.
- Diğer tedavilerin etkisiz olduğu durumlarda kan değerlerini düzeltmek.
Splenektomi genellikle kemoterapi veya diğer tedavilerle kombinasyon halinde uygulanır.
4. Nüks ve Tedavi Direnci Durumları
HCL’de tedavi sonrası nüks (hastalığın tekrarlaması) görülebilir. Bu durumda tedavi stratejileri yeniden değerlendirilir:
- İlk basamak tedaviye yanıt alınmışsa aynı kemoterapi ajanları tekrar uygulanabilir.
- Alternatif olarak, rituksimab veya BRAF inhibitörleri gibi hedefe yönelik tedaviler tercih edilir.
- Yeni nesil immünoterapiler ve klinik çalışmalarda test edilen moleküller, tedavi direncinin yönetiminde umut vaat eden seçeneklerdir.
5. Destek Tedavileri
Tüylü hücreli lösemi tedavisinde bağışıklık sisteminin baskılanması ve kemik iliği yetmezliği gibi yan etkilerle başa çıkmak için destekleyici tedavilere ihtiyaç duyulur:
- Antibiyotik ve Antifungal Profilaksi: Enfeksiyon riskini azaltmak için kullanılır.
- Kan Transfüzyonu: Şiddetli anemi durumunda kırmızı kan hücresi veya trombosit transfüzyonu yapılabilir.
- Büyüme Faktörleri: Granülosit koloni stimüle edici faktörler (G-CSF) beyaz kan hücrelerinin artırılmasında kullanılabilir.
6. Klinik Çalışmalar ve Yeni Tedaviler
HCL’nin nadir bir hastalık olması nedeniyle, araştırmalar sürekli olarak yeni tedavi yöntemlerine odaklanmaktadır. Klinik çalışmalarda test edilen immünoterapi ve yeni hedefe yönelik tedaviler, özellikle refrakter veya relaps hastalar için umut vadeder. CAR-T hücre tedavisi gibi yenilikçi yaklaşımlar da araştırma aşamasındadır.
7. İzlem ve Takip
Tedavi sonrası hastaların düzenli olarak izlenmesi önemlidir. İzlemde:
- Kan sayımları ve kemik iliği biyopsisi ile remisyon durumu değerlendirilir.
- Hastalık nüksü belirtileri yakından takip edilir.
- Yan etkiler ve uzun vadeli komplikasyonların yönetimi planlanır.
Patogenez ve Genetik Faktörler
Tüylü hücreli löseminin patogenezi, hala tam olarak anlaşılmamış olsa da, genetik faktörlerin hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. BRAF V600E mutasyonu, hastaların %90’ından fazlasında tespit edilen karakteristik bir genetik değişikliktir. Bu mutasyon, B hücrelerinin anormal şekilde büyümesine ve çoğalmasına yol açan bir sinyal yolunu (MAPK/ERK yolu) sürekli aktif hale getirir. BRAF mutasyonu tespit edilen hastalar, bu mutasyonu hedef alan tedavilere iyi yanıt verirler ve bu durum, hastalığın moleküler patogenezine yönelik önemli ipuçları sunar.
Bunun yanı sıra, tüylü hücreli lösemi gelişiminde bağışıklık sisteminin rolü de önemlidir. Normalde B lenfositleri, enfeksiyonlarla savaşmak için antikor üreten hücrelerdir. Ancak, HCL’de bu hücrelerin fonksiyonu bozulur ve vücudun bağışıklık yanıtı zayıflar. Bu durum, hastaların enfeksiyonlara karşı daha duyarlı hale gelmesine ve hastalığın seyrini kötüleştiren ek sorunların ortaya çıkmasına neden olur.
Epidemioloji ve Risk Faktörleri
Tüylü hücreli lösemi, nadir görülen bir lösemi türü olup, her yıl yaklaşık olarak 1 milyon kişide 1-2 yeni vaka görülmektedir. Hastalık, genellikle 50 yaş üzerindeki erkeklerde daha sık ortaya çıkar ve kadınlarda görülme oranı oldukça düşüktür. Hastalığın neden erkeklerde daha yaygın olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte, hormonların ve genetik yatkınlıkların bu farkta rol oynayabileceği düşünülmektedir.
Epidemiyolojik çalışmalar, bazı çevresel faktörlerin HCL gelişme riskini artırabileceğini öne sürmektedir. Örneğin, tarım sektöründe çalışan kişilerde ve kimyasal maddelere (özellikle pestisitler ve benzen) maruz kalanlarda bu lösemi türüne daha sık rastlanmaktadır. Ayrıca, bazı viral enfeksiyonların (örneğin Epstein-Barr virüsü ve hepatit C) da hastalık gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir.
Gelecek Perspektifleri ve Araştırmalar
Tüylü hücreli lösemi üzerine yapılan araştırmalar, hastalığın patogenezi, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri konusunda önemli ilerlemeler sağlamıştır. Gelecekte, özellikle genetik ve immünoterapi alanındaki gelişmelerin, hastalığın tedavisinde yeni ufuklar açması beklenmektedir. BRAF inhibitörlerinin yanı sıra, MEK ve ERK inhibitörleri gibi diğer hedefe yönelik tedavilerin, tedaviye dirençli HCL vakalarında etkili olabileceği öngörülmektedir.
Ayrıca, CAR-T hücre tedavisi gibi immünoterapiler, hematolojik kanserlerin tedavisinde devrim niteliğinde sonuçlar sunmaktadır ve tüylü hücreli lösemi için de potansiyel bir tedavi seçeneği olarak değerlendirilmektedir. Genetik araştırmalar ise, hastalığın daha iyi anlaşılmasına ve erken tanı yöntemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunabilir.
Sonuç
Tüylü hücreli lösemi, nadir görülen ancak etkili tedavi seçeneklerine sahip bir hematolojik kanser türüdür. Hastalığın yavaş seyirli doğası, erken tanı ve uygun tedavi ile hastaların yaşam kalitesinin korunmasına olanak tanır. Genetik ve immünolojik araştırmalar, HCL’nin moleküler mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasını sağlamış ve yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesine kapı aralamıştır. Gelecekte, daha hedefe yönelik ve kişiselleştirilmiş tedaviler ile bu hastalığın yönetiminde daha başarılı sonuçlar elde edilmesi mümkündür.
Referanslar:
- Tüylü Hücreli Löseminin 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi (Hairy Cell Leukemia, HCL)
- Grever MR, et al. “Consensus guidelines for the diagnosis and management of patients with classic hairy cell leukemia.” Blood, 2017.
- Zinzani PL, et al. “Hairy cell leukemia: diagnosis and treatment of a rare hematologic malignancy.” Blood Lymphatic Cancer, 2019.
- Tiacci E, et al. “BRAF mutations in hairy-cell leukemia.” The New England Journal of Medicine, 2011.
- Robak T, et al. “Hairy cell leukemia: pathogenesis, clinical presentation and treatment.” Cancer Treatment Reviews, 2013.
- Falini B, et al. “Therapeutic targeting of BRAF in hairy cell leukemia.” The New England Journal of Medicine, 2012.
- Kreitman RJ, et al. “Long-term follow-up of patients with hairy cell leukemia after cladribine treatment.” Journal of Clinical Oncology, 2019.
- Saven A, et al. “Cladribine: an effective therapy for hairy cell leukemia.” Blood, 1998.
- Dearden C, et al. “Management of hairy cell leukemia.” Hematology/Oncology Clinics of North America, 2011.
- Troussard X, et al. “Hairy cell leukemia 2021: update on diagnosis, risk stratification, and treatment.” American Journal of Hematology, 2021.
- Ravandi F, et al. “Rituximab in relapsed hairy cell leukemia.” Leukemia & Lymphoma, 2006.
- Park JH, et al. “Vemurafenib in relapsed, refractory hairy cell leukemia.” Journal of Clinical Oncology, 2018.
- Kreitman RJ, et al. “Interferon-alpha treatment for hairy cell leukemia.” Journal of Clinical Oncology, 2001.
- Matutes E, et al. “Splenectomy in the management of hairy cell leukemia.” British Journal of Haematology, 1995.
- Cornet E, et al. “Real-world management of hairy cell leukemia: a national retrospective study.” Blood Advances, 2017.
- Fiorentini A, et al. “Hairy cell leukemia: molecular pathogenesis and clinical implications.” Frontiers in Oncology, 2020.
- Else M, et al. “Cladribine with or without rituximab for hairy cell leukemia: long-term follow-up.” British Journal of Haematology, 2020.
- Andritsos LA, et al. “Hairy cell leukemia: a review of variant and IGHV4-34-expressing disease.” Journal of Clinical Oncology, 2011.
- Grever MR. “How I treat hairy cell leukemia.” Blood, 2010
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/