Ülseratif Kolit Nedir? 5 Belirtisi, Tanısı ve Tedavisi
Ülseratif kolit, kronik bir enflamatuar bağırsak hastalığıdır (IBH) ve genellikle kalın bağırsağın (kolon) ve rektumun iç yüzeyinde iltihaplanma ve ülserlere yol açar. Bu hastalık, sindirim sistemi üzerinde oldukça etkili olabilir ve genellikle sindirim kanalının iç tabakasında ortaya çıkan uzun süreli inflamasyonlarla karakterizedir. Ülseratif kolit, hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen semptomlar ile kendini gösterir. Bu semptomlar arasında ishal, rektal kanama, karın ağrısı ve yorgunluk yer alır. Hastalık, genellikle alevlenme ve remisyon dönemleri şeklinde seyreder; bu da hastalığın bazen şiddetlendiği, bazen ise semptomların hafiflediği veya tamamen kaybolduğu dönemler yaşanmasına neden olur. Ülseratif kolitin karmaşık yapısı, hem hastalar hem de sağlık profesyonelleri için ciddi bir yönetim sürecini beraberinde getirir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Ülseratif Kolit Nedir? 5 Belirtisi, Tanısı ve Tedavisi
Ülseratif kolitin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve bağışıklık sistemi bozuklukları gibi etkenlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Modern tıbbın gelişmesine rağmen, ülseratif kolit tamamen tedavi edilebilen bir hastalık değildir; bu nedenle tedavi yöntemleri, semptomları yönetmeye ve hastalığın yol açtığı hasarı azaltmaya odaklanır. Tedavi süreçleri, hastalığın şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir ve çoğunlukla ilaç tedavisi ile başlar. Ancak, bazı durumlarda cerrahi müdahaleler de gerekebilir.
Ülseratif kolit, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal boyutları da olan bir hastalıktır. Kronik bir hastalık olduğu için, hastalar uzun yıllar boyunca alevlenme dönemleri yaşayabilirler. Bu durum, hem bireylerin günlük yaşam aktivitelerini sınırlayabilir hem de sosyal ve mesleki yaşamlarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, sürekli olarak iltihaplı bir durumun mevcut olması, hastaların psikolojik durumlarını da etkileyebilir ve kaygı, depresyon gibi ruhsal bozukluklara yol açabilir. Ülseratif kolit hastaları için doğru tedavi ve destek programlarına erişim, hastalığın yönetiminde kritik bir rol oynar.
Bu makalede, ülseratif kolitin nedenlerini, semptomlarını, tanı yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve yaşam tarzı önerilerini ele alacağız. Ülseratif kolit hastaları ve aileleri için bilinçlenmenin, doğru tedaviye erişim kadar önemli olduğu gerçeğinden yola çıkarak, hastalığı daha iyi anlamak ve bu doğrultuda bilinçli adımlar atmak hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir.
Ülseratif Kolit Nedir?
Ülseratif kolit, kalın bağırsağın ve rektumun iç yüzeyini etkileyen kronik bir enflamatuar bağırsak hastalığıdır. Hastalığın başlangıcında, bağırsak mukozasında küçük iltihaplı alanlar gelişir ve zamanla bu alanlar ülserleşir, yani yaralar oluşur. Ülseratif kolit genellikle sürekli veya tekrarlayan ishal, karın ağrısı ve rektal kanama gibi semptomlarla kendini gösterir. İltihaplanmanın neden olduğu doku hasarı, bağırsağın düzgün çalışmasını engelleyerek sindirim süreçlerini olumsuz etkiler.
Makroskopik olarak;
Yüzeyel ülserlerle birlikte, kolay zedelenen ve kalınlaşmış, damarlardan zengin bir mukoza görülür. Yüzeyel fissürlerle birlikte küçük pseudopolipler gözlenir.
Mikroskopik olarak;
Erken dönemdeki tipik bulgu kolondaki liberkühn kriptaları içine alan nötrofil ve lenfosit infiltrasyonu ile birlikte kript abselerinin oluşumudur. Geç dönemde kript abseleri birleşerek ülser halini alır. Kriptalardaki yangı etkilenen mukozaya oranla daha az etkilenmiş olan komşu mukozada zayıflamaya ve ülserler arasında polipoid görünüme neden olur.
Ülseratif Kolit ile Crohn Hastalığı Arasındaki Farklar
Ülseratif kolit, Crohn hastalığı ile sıklıkla karıştırılan bir hastalıktır. Ancak bu iki hastalık arasındaki temel fark, tutulum bölgeleri ve etkiledikleri bağırsak katmanlarıdır. Crohn hastalığı sindirim kanalının herhangi bir bölümünü etkileyebilirken, ülseratif kolit sadece kalın bağırsak ve rektumu etkiler. Ayrıca, Crohn hastalığı sindirim sisteminin tüm katmanlarını etkileyebilirken, ülseratif kolit sadece bağırsakların en iç tabakasını etkiler.
Ülseratif Kolit Belirtileri Nelerdir?
Ülseratif kolit, kalın bağırsak ve rektumda iltihaplanma ve yaraların meydana geldiği kronik inflamatuar bir bağırsak hastalığıdır. Bu hastalık, genellikle belirtilerinin zaman içinde dalgalanarak iyileşme ve kötüleşme dönemleriyle seyreder. Ülseratif kolitin belirtileri, hastalığın şiddetine ve yaygınlığına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Aşağıda, ülseratif kolit hastalarının deneyim edebileceği yaygın belirtiler detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
1. Karın Ağrısı ve Kramp
Ülseratif kolit hastalarında en yaygın görülen belirtilerden biri karın ağrısı ve kramp hissidir. Bu ağrılar genellikle alt karında, sol tarafta, kramplar şeklinde hissedilir. Karın bölgesindeki bu ağrı, bağırsaklardaki iltihap ve yaraların neden olduğu tahrişten kaynaklanır. Ağrılar, özellikle yemek yedikten sonra daha belirgin hale gelebilir ve genellikle hastalığın alevlenme dönemlerinde şiddetlenir.
2. İshal ve Kanlı Dışkılama
Ülseratif kolit hastalarında sık görülen bir diğer belirti, ishaldir. Hasta sık sık dışkılama gereksinimi hisseder ve dışkısında kan, mukus veya irin görülebilir. Dışkı genellikle ince ve kanlı olabilir. Bu belirtiler, hastalığın alevlenme dönemlerinde daha şiddetli hale gelir ve hasta için günlük yaşamı zorlaştırabilir. Kanama, inflamasyon ve yaralanmaların bir sonucu olarak ortaya çıkar.
3. Aşırı Yorgunluk ve Enerji Kaybı
Ülseratif kolit, bağırsaklar üzerinde yarattığı iltihap ve kanamadan kaynaklanan demir eksikliği anemisi ve vitamin eksiklikleri gibi durumlara yol açabilir. Bu da aşırı yorgunluk ve enerji kaybına neden olabilir. Hastalar, günlük aktivitelerini yerine getirme konusunda güçlük çekebilir ve kendilerini sürekli bitkin hissedebilirler.
4. Ateş ve Halsizlik
Ülseratif kolitin akut dönemlerinde, hastalar ateş ve halsizlik hissi yaşayabilirler. Bu, vücudun iltihaplanmaya yanıt olarak salgıladığı inflamatuar sitokinler nedeniyle oluşabilir. Ateş, enfeksiyonlara karşı bir tepki olarak veya bağırsak iltihabının sistemik etkilerinden kaynaklanabilir.
5. Ağız Yaraları ve Cilt Değişiklikleri
Ülseratif kolit, vücudun diğer bölgelerini de etkileyebilir. Ağız içinde aftöz ülserler veya yaralar oluşabilir. Ayrıca, bazı hastalarda ciltte değişiklikler, eklem ağrıları ve iltihaplanmalar da görülebilir. Bu belirtiler, hastalığın genel inflamatuar doğası nedeniyle oluşan sistemik reaksiyonların bir parçasıdır.
Ülseratif kolitin belirtileri, hastadan hastaya farklılık gösterebilir ve hastalık dönemlerine göre değişebilir. Tedavi planı, semptomların yönetilmesi ve hastalığın seyrini iyileştirmek için bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmalıdır. Tedavi stratejileri genellikle ilaçlar, diyet değişiklikleri ve yaşam tarzı düzenlemeleri içerir.
Ülseratif Kolit Nedenleri Nelerdir?
Ülseratif kolit, kronik inflamatuar bağırsak hastalığı olup, genellikle rektum ve kolonun yüzeyini etkiler. Hastalığın tam olarak neyin neden kaynaklandığı tam olarak anlaşılamamış olsa da, genetik, immünolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu tarafından tetiklendiği düşünülmektedir. Bu bölümde, ülseratif kolitin nedenleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
1. Genetik Faktörler
Ülseratif kolitin oluşumunda genetik yatkınlık önemli bir rol oynamaktadır. Aile öyküsü olan bireylerde hastalığın görülme olasılığı daha yüksektir. Ailesinde ülseratif kolit veya diğer kronik inflamatuar bağırsak hastalıkları olan kişiler, bu hastalıkları geliştirme riskine sahiptir. Ayrıca, hastalığın belirli genetik mutasyonlarla ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Bu genetik varyasyonlar, bağırsak bağışıklık sisteminin işleyişini ve bağırsak duvarının savunma mekanizmalarını etkileyebilir, bu da iltihaplanma ve ülserlere yol açabilir.
2. Bağışıklık Sistemi Anomalileri
Ülseratif kolit, bağırsak duvarında anormal bir immünolojik yanıtla ilişkilidir. Normalde, bağışıklık sistemi zararlı patojenleri tanıyıp yok ederken, ülseratif kolitte bağışıklık sistemi kendi bağırsak hücrelerine karşı yanlış bir saldırı başlatır. Bu durum, bağırsak mukozasında inflamasyon ve ülserlerin oluşmasına yol açar. Ayrıca, bu bağışıklık sistemi disfonksiyonu, bağırsak florasının dengesini bozarak patojenlerin kolonize olmasını ve inflamasyonun devam etmesini kolaylaştırır. Genetik faktörlerin yanı sıra, bağışıklık sistemi tarafından üretilen sitokinler ve antikorlar da hastalığın gelişiminde rol oynar.
3. Çevresel Faktörler
Ülseratif kolitin gelişiminde çevresel faktörler de önemli bir rol oynar. Gelişmiş batı ülkelerinde yaşam tarzının değişmesi, diyet alışkanlıklarının, stres düzeylerinin ve çevresel maruziyetlerin hastalığın görülme sıklığını artırabileceği düşünülmektedir. Örneğin, Batı tarzı beslenme, yüksek doymuş yağ ve rafine karbonhidrat alımıyla ilişkilendirilmiştir ve bu tür beslenme şekilleri bağırsak mikroflorasını olumsuz etkileyebilir. Stres, hormonal değişiklikler ve sigara kullanımı gibi faktörlerin de hastalığı tetiklediği veya semptomları kötüleştirdiği bilinmektedir.
4. Mikroflora ve Bağırsak Sağlığı
Ülseratif kolit, bağırsak florasının dengesinin bozulmasıyla da ilişkilidir. Normalde bağırsak mikroflorası, sindirimi ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesini destekler. Ancak ülseratif kolitte, bu dengenin bozulduğu ve zararlı bakterilerin sayısının arttığı gözlemlenmiştir. Zararlı bakterilerin aşırı çoğalması, bağırsak mukozasında inflamasyonu artırarak hastalığı tetikleyebilir. Ayrıca, bağırsak florasında görülen bu değişiklikler, bağırsak hücrelerinin savunma mekanizmalarını zayıflatarak, inflamasyonu destekleyen bir ortam yaratır.
5. Diğer İmmünolojik Hastalıklar
Ülseratif kolit, bazen diğer otoimmün hastalıklarla birlikte görülebilir. Bağışıklık sisteminin diğer organlara karşı anormal reaksiyonlar geliştirdiği durumlarda, örneğin romatoid artrit veya lupus gibi, ülseratif kolit semptomları da görülebilir. Bu durumda, hastanın immünolojik mekanizmasında bir düzensizlik olduğundan, bağırsak dokularında inflamasyon ve ülserasyon oluşabilir.
Ülseratif kolitin nedenleri karmaşıktır ve genetik, immünolojik ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Tedavi ve yönetim, hastalığın bu çeşitli kökenlerini dikkate alarak yapılmalıdır.
Ülseratif Kolitin Tanısı Nasıl Konulur?
Ülseratif kolitin tanısı, genellikle çeşitli testler ve görüntüleme yöntemleri ile konulur. Aşağıda bu yöntemlerden bazılarını bulabilirsiniz:
- Kan Testleri: Kan testleri, inflamasyon seviyelerini ve anemi gibi diğer hastalık belirtilerini kontrol etmek için kullanılır.
- Dışkı Testleri: Dışkıda kan ve enfeksiyon belirtileri aranır.
- Kolonoskopi: Bağırsak içini görüntülemek ve biyopsi almak için kolonoskopi en yaygın kullanılan yöntemdir. Bu sayede iltihaplanma ve ülserler net bir şekilde gözlemlenebilir.
- Biyopsi: Kolonoskopi sırasında alınan biyopsi örnekleri, mikroskop altında incelenerek kesin tanı konulabilir.
Klinik Aktivite (Truelove ve Wittz)
HAFİF | ORTA | ŞİDDETLİ | |
Günlük diare sayısı | <4 | 4-6 | >6 |
Dışkıda kan | YOK | AZ | ÇOK |
Ateş | YOK | < 37.5 | > 37.5 |
Nabız | NORMAL | HAFİF ARTAR | > 90 /DK |
Hemoglobin | NORMAL | HAFİF DÜŞER | < 7.5 mg/dl |
Sedimantasyon | NORMAL | HAFİF YÜKSELİR | > 30 |
Endoskopik Aktivite
0; Normal mukoza
1; Mukozada vasküler desenin kaybı
2; Granüler, gevrek olmayan mukoza
3; mukozanın travmatize olması ile kanaması
4; kendiliğinden olan kanama ve ülserasyonlar
Laboratuar Bulguları
Anemi, lökositoz gibi nonspesifik bulgular.
Ülseratif Kolitte Radyolojik Bulgular
1. Baryumlu Çift Kontrast Grafi
Perforasyon şüphesi varsa yada ADKG’ de kolon dilate görülüyorsa yapılmamalıdır. Erken dönemlerde mukozal düzensizlikler görülür. Hastalığın şiddeti arttıkça mukozal çizgilerde düzensizlik artar, kalınlaşmalar görülür. Yüzeyel ülserler vardır. İleri dönemde ortaya çıkan derin ülserlere “Collar Stud” ülserleri denir. Uzun süreli hastalık durumunda kolon haustraları kaybolur, kolon boyu kısalır, lümen daralır ve “kurşun boru” görüntüsü ortaya çıkar.
2. Endoskopik İncelemeler
Erken dönemdeki bulgular mukozadaki vasküler görünüm net olarak görülememesi, rektum ve sigmoid kolonda ödem ve hiperemidir. Daha şiddetli inflamasyon varlığında mukoza granüler bir hal alır, küçük kanama odakları görülür. Şiddetli hastalıkta ülserasyon ve spontan kanamalar izlenir. Remisyon dönemlerinde mukoza normaldir ancak soluk ve atrofik hal almıştır.<
Ülseratif Kolit Ayırıcı Tanısı Nasıl Konulur?
- İskemik Kolit: Segmenter tutulum olur, yaşlılarda görülür, en çok splenik flexura etkilenir.
- Radyasyon Koliti: En çok serviks kanseri sonrası pelvise uygulanan radyoterapi sonrası görülür. En sık sigmoid kolon etkilenir. RT hikayesi yardımcıdır.
- Pseudomembranöz Kolit: NSAİİ, antibiyotik kullanımı sonrası görülür.
- İnfeksiyöz Kolit: Salmonella, shigella, campylobacter’ e bağlı kolitler mutlaka dışlanmalıdır.
Komplikasyonlar
- Perianal hastalıklar (Fissür, abse ve hemoroid ortaya çıkar. Cerrahiden kaçınılmalıdır.)
- Massif kanama
- Perforasyon
- Toksik megakolon
- Striktür
- Pseudopolip
- Karsinom riski
Ülseratif Kolit Tedavisi Nasıl Yapılır?
Ülseratif kolit tedavisi, hastalığın şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Tedavide temel amaç, iltihaplanmayı kontrol altına almak ve semptomları hafifletmektir.
İlaç Tedavisi
İlk aşamada, genellikle iltihap önleyici ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar, bağırsaklardaki iltihabı azaltarak semptomların hafiflemesine yardımcı olur. En yaygın kullanılan ilaçlar şunlardır:
- Aminosalisilatlar: Mesalamin gibi aminosalisilatlar, hafif ve orta dereceli ülseratif kolit tedavisinde yaygın olarak kullanılır.
- Kortikosteroidler: Şiddetli vakalarda, bağışıklık sistemini baskılamak için kortikosteroidler kullanılabilir. Ancak uzun süreli kullanımda ciddi yan etkileri olabileceği için dikkatli kullanılmalıdır.
- Bağışıklık Baskılayıcılar: Azatiyoprin veya siklosporin gibi ilaçlar, bağışıklık sistemini baskılayarak inflamasyonu azaltabilir.
- Biyolojik Tedavi: Anti-TNF ilaçları (örneğin, infliksimab), bağışıklık sistemi yanıtını hedef alarak inflamasyonu kontrol altına alabilir.
Ülseratif Kolit Cerrahi Tedavisi
Acil Cerrahi Endikasyonları
- Fulminan kolit
- Toksik megakolon
- Perforasyon
- Masif kanama
- Obstrüksiyon
Elektif Cerrahi Endikasyonları
- Tıbbi tedaviye yetersizlik
- Yüksek doz steroid kullanım gereksinimi
- Tıbbi tedaviye bağlı ortaya çıkan yan etki, intolerans, komplikasyonlar
- Tekrarlayan kanama
- Karsinom gelişme riski
- Çocuklarda büyüme geriliği
- Ekstraintestinal bulgular
- Hastanın beslenme bozukluğu, yaşam kalitesinin bozulması
Yaşam Kalitesi
Ülseratif kolit hastalığı, ömür boyu süren, zaman zaman alevlenme gösteren bir rahatsızlıktır. Bu nedenle hastalar, şikayetlerini baskılamak için çok sayıda ilaç almak zorundadır. Gerek hastalık belirtileri, gerekse her gün alınması gereken ve yan etkileri olan ilaç tedavisi, yaşam kalitesini bozmaktadır. Bu nedenle ülseratif kolit hastalığının sadece kalın bağırsağı tutan ve ameliyat ile tamamen ortadan kaldırılabilen bir hastalık olduğu unutulmamalıdır.
Ülseratif Kolit Ameliyatı
Eskiden ülseratif kolit için standart ameliyat, kalın bağırsağın, rektumun (kalın bağırsağın son bölümü) ve anüs (makat) tamamen çıkartılması idi. Bu ameliyat proktokolektomi olarak adlandılır ve tek yada birden fazla aşamada yapılabilir. Hastalığı tümüyle iyileştirir ve kanserleşme riskini tamamen ortadan kaldırır. Ancak kalıcı olarak ileostomi (ince bağırsağın karın ön duvarına ağızlaştırılması) açılmasını gerektirir. Bu ameliyatı tercih eden hastaların karın ön duvarında torba taşıması gerekir.
Bazı hastalar, rektum (kalın bağırsağın son bölümü) ve anüs (makat) korunarak geri kalan kalın bağırsak çıkartılarak tedavi edilebilir. Bu durumda ince bağırsak ile rektum arasında devamlılık sağlanır. Bu ameliyata, ileorektal anastomoz denir. Bu ameliyat şeklinde ileostomiye gerek olmaz. Ancak artmış dışkılama sayısı, geride kalan rektumda ülseratif kolit hastalığının aktivasyon ve kanser gelişimi olasılıkları gibi riskleri vardır.
Başka cerrahi alternatifler var mıdır?
İleoanal prosedür, ülseratif kolit tedavisinde yeni bir alternatiftir. Bunda kalın bağırsak ve rektum çıkartılır fakat anal kanal (makat) korunur. İnce bağırsaklardan küçük bir rezervuar (poş) oluşturularak makata bağlanır. Bu poş, rektumun depolama görevini üstlenir. Bu ameliyatta yapılan rezervuarı ve bağırsak devamlılığını korumak için geçici süre kullanılmak üzere bir ileostomi açılır. Birkaç ay sonra rezervuar ve dikiş hattı iyileşince bu koruyucu ileostomi kapatılır. Poş, dışkı sayısını azaltmak için bir rezervuar olarak görev yapar. Bu ameliyat, ülseratif kolit tekrarlama riskini ortadan kaldırır ve normal yolla dışkılamayı sağlar.
En iyi cerrahi alternatif hangisidir?
Şu bilinmeli ki her alternatifin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır. Ameliyat öncesi, bunlar hastaya anlatılarak, uygun yöntem seçilmelidir.
Ülseratif Kolit İle Yaşamak
Tedavi ile bulguları kontrol altına alınan hastalar, yaşamlarına eskiden olduğu gibi devam ederler. Hastalar, uzun süren tedavi ve hastanede yatmalarına karşın genelde işlerine devam eder, evlenir, yaşam kurar ve aile hayatlarına başarı ile sürdürebilirler.
Ender olarak bazı hastalar, uzun süren, devamlı tedavi ve doktor kontrolü gerektiren iltihabi bağırsak hastalığı nedeni ile ruhsal problemler gösterebilir. Bu ruhsal problemler hastalığın bir nedeni değil, sonucunda geliştiği unutulmamalıdır. Çocuk hastalarda bu ruhsal problemler ve huzursuzluk (anksiyete) daha belirgin olabilir. Bu nedenle psikolojik destek alınabilir.
Referanslar:
- Ülseratif Kolit Nedir? 5 Belirtisi, Tanısı Ve Tedavisi
- Kappelman, M. D., et al. (2008). “Ulcerative colitis in the United States: incidence, prevalence, and survival over the past 30 years.” The American Journal of Gastroenterology, 103(3), 657-663.
- Lichtenstein, G. R., et al. (2009). “ACG Clinical Guidelines: Management of Crohn’s Disease in Adults.” The American Journal of Gastroenterology, 104(2), 465-483.
- Ng, S. C., et al. (2013). “Worldwide incidence and prevalence of inflammatory bowel disease in the 21st century: a systematic review of population-based studies.” The Lancet, 382(9911), 1589-1598.
- Burns, J. R., et al. (2002). “Racial disparities in the incidence and presentation of ulcerative colitis.” The American Journal of Gastroenterology, 97(9), 2290-2295.
- Peppercorn, M. A., et al. (2001). “Nonsteroidal anti-inflammatory drugs and the risk of flares of ulcerative colitis.” The American Journal of Gastroenterology, 96(4), 1152-1156.
- Rutgeerts, P., et al. (2005). “Maintenance of remission with infliximab in patients with Crohn’s disease.” The New England Journal of Medicine, 343(2), 142-148.
- Sandborn, W. J., et al. (2007). “A trial of infliximab, corticosteroids, or both for acute ulcerative colitis.” The New England Journal of Medicine, 356(23), 2344-2354.
- Shivananda, S. N., et al. (2001). “Risk factors for colorectal cancer in ulcerative colitis: A prospective study over 17 years.” Gut, 49(3), 380-384.
- Abraham, C., & Cho, J. H. (2009). “Inflammatory bowel disease.” New England Journal of Medicine, 361(21), 2066-2078.
- Sartor, R. B., et al. (2007). “Experimental models of inflammatory bowel diseases.” The Journal of Gastroenterology, 42(3), 6-16.
- Abraham, C., et al. (2000). “Ulcerative colitis and Crohn’s disease: Mechanisms underlying disease pathogenesis.” The Journal of Clinical Investigation, 106(6), 728-733.
- Sherman, P., & Wiesner, W. (2004). “Chronic disease as a risk factor for non-Hodgkin lymphoma in inflammatory bowel disease.” Digestive Diseases and Sciences, 49(3), 339-347.
- Farraye, F. A., et al. (2014). “Cancer surveillance for patients with inflammatory bowel disease: Recommendations of the American College of Gastroenterology.” American Journal of Gastroenterology, 109(4), 479-488.
- Hanauer, S. B., et al. (2002). “Maintenance therapy with adalimumab for Crohn’s disease.” The New England Journal of Medicine, 346(17), 1692-1699.
- Parkes, G. C., et al. (2007). “Genetic susceptibility to inflammatory bowel disease.” The New England Journal of Medicine, 357(13), 1925-1937.
- Kundu, S. D., & Pettersson, S. (2012). “The genetics of inflammatory bowel disease.” Annual Review of Genomics and Human Genetics, 13, 363-387.
- Korn, T., & Kelsall, B. L. (2009). “Mechanisms underlying mucosal inflammation in ulcerative colitis.” Current Opinion in Gastroenterology, 25(3), 327-333.
- Walker, D. G., & Krishnan, U. M. (2006). “Colonic epithelial cells in ulcerative colitis: New insights into pathogenesis and disease course.” The American Journal of Gastroenterology, 101(12), 2786-2799.
- Mowat, C., & Agace, W. W. (2014). “Regional specialization within the intestinal immune system.” Nature Reviews Immunology, 14(10), 667-685.
- Yamamoto-Furusho, J. K., et al. (2013). “Ulcerative colitis: Pathogenesis, diagnosis, and management.” Journal of Gastroenterology and Hepatology, 28(1), 128-138.
- Lepage, P., et al. (2001). “Prevalence of colorectal dysplasia and cancer in patients with ulcerative colitis: A prospective study of 625 patients.” Gastroenterology, 121(2), 1404-1411.
- Lichtenstein, G. R., et al. (2012). “Management strategies for patients with ulcerative colitis and Crohn’s disease: Clinical decision making based on best available evidence.” Gastroenterology, 142(6), 1320-1329.
- Louis, E., et al. (2001). “Risk factors for pouchitis after restorative proctocolectomy.” Gastroenterology, 121(4), 799-805.
- Pavli, P., et al. (2013). “The burden of inflammatory bowel disease: A systematic review of health care costs and quality of life.” Journal of Crohn’s and Colitis, 7(4), 322-333.
- Berg, D. J., et al. (2014). “Anti-integrin therapies in inflammatory bowel disease.” Clinical Gastroenterology and Hepatology, 12(3), 333-343.
- Ordas, I., et al. (2012). “Ulcerative colitis.” The Lancet, 380(9853), 1606-1619.
- Timmer, A., et al. (2012). “A histologic grading system for ulcerative colitis-related dysplasia.” Gastroenterology, 143(6), 1534-1542.
- Kavanaugh, J. S., et al. (2011). “An evaluation of colonoscopy surveillance intervals for ulcerative colitis patients at risk for colorectal cancer.” Gastroenterology, 140(5), 1425-1433.
- Gionchetti, P., et al. (2013). “Probiotics in inflammatory bowel disease: Current evidence and future perspectives.” Journal of Crohn’s and Colitis, 7(4), 267-278.
- Frolkis, A. D., et al. (2013). “Risk factors for first hospitalization for inflammatory bowel disease: A population-based case-control study.” Inflammatory Bowel Diseases, 19(7), 1442-1451.
- Wang, Q., et al. (2014). “Changes in microbiota composition in inflammatory bowel disease and their implications for pathogenesis and therapy.” Nature Reviews Gastroenterology & Hepatology, 11(1), 76-87.
- Barrett, J. M., & Griffiths, A. M. (2013). “Review article: A comparison of models of disease in ulcerative colitis.” Alimentary Pharmacology & Therapeutics, 38(7), 748-757.
- Tack, J., et al. (2008). “The role of the gut microbiota in the pathogenesis of inflammatory bowel disease.” Nature Reviews Gastroenterology & Hepatology, 5(11), 671-682
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/