Üreteral Travma: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

100 / 100

Üreteral travma, üreterin (idrar yolu kanalı) yaralanması sonucu ortaya çıkan ve nadir görülen bir durumdur. Ancak, bu tür yaralanmalar hem ürolojik hem de genel cerrahi pratiğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Üreter, böbreklerden mesaneye idrar taşıyan bir yapıdır ve anatomik olarak karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, herhangi bir travma veya cerrahi müdahale sırasında zarar görmesi durumunda, hastanın genel sağlık durumu ve yaşam kalitesi üzerinde önemli etkileri olabilir. Üreteral travmalar genellikle diğer abdominal yaralanmalarla birlikte görülür ve tanı ve tedavi süreci karmaşık olabilir. Bu makalede, üreteral travmanın nedenleri, sınıflandırılması, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri ele alınacaktır.

Üreteral Travma: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

Üreteral travmaların çoğu, dışsal kuvvetler veya cerrahi müdahaleler sonucu ortaya çıkar. Trafik kazaları, düşmeler veya darp gibi yüksek enerjili travmalar üreterde yaralanmalara yol açabilir. Cerrahi prosedürler sırasında, özellikle de pelvik veya abdominal cerrahi müdahalelerde, üreterin yanlışlıkla kesilmesi, sıkışması veya bağlanması gibi durumlar da üreteral travmaya neden olabilir. Üreterin anatomik yapısının ve komşu organlarla ilişkilerinin karmaşıklığı, bu tür cerrahi işlemler sırasında yaralanma riskini artırmaktadır. Özellikle jinekolojik ameliyatlar, kolorektal cerrahiler ve ürolojik müdahaleler sırasında üreterin zedelenme riski daha yüksektir.

Üreteral travmaların sınıflandırılması, yaralanmanın derecesine ve ciddiyetine bağlı olarak yapılır. Amerikan Üroloji Derneği (AUA) ve diğer tıp kuruluşları, üreteral yaralanmaları derecelendirmek için belirli kriterler geliştirmiştir. Bu kriterlere göre, üreterdeki hasarın boyutu, yeri ve yaralanmanın neden olduğu fonksiyon kaybı gibi faktörler dikkate alınarak sınıflandırma yapılır. Hafif yaralanmalarda sadece üreter duvarında küçük bir yırtık veya kanama görülürken, daha ciddi yaralanmalarda üreterin tamamen kopması veya tıkanması söz konusu olabilir. Bu tür yaralanmalar, idrar kaçağı, böbrek fonksiyonlarının bozulması ve ciddi enfeksiyonlar gibi komplikasyonlara yol açabilir.

Üreteral travmaların tanısı ve tedavisi, zamanında ve doğru bir şekilde yapılmadığında ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Tanı koymada en önemli adım, hastanın klinik öyküsünün ve fizik muayenesinin dikkatlice değerlendirilmesidir. Ayrıca, görüntüleme yöntemleri, idrar tahlilleri ve endoskopik incelemeler gibi çeşitli tanı araçları kullanılarak üreteral travmanın yeri ve ciddiyeti belirlenebilir. Tedavi seçenekleri ise yaralanmanın türüne ve ciddiyetine bağlı olarak değişir. Hafif yaralanmalarda konservatif tedavi yöntemleri tercih edilirken, daha ciddi yaralanmalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Üreteral travmanın tedavisinde başarı oranı, erken tanı ve uygun tedavi yönteminin seçilmesine bağlıdır.

Üreteral Travma: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

Üreteral Travma Nedir?

Üreteral travma, idrarı böbreklerden mesaneye taşıyan üreterlerin çeşitli nedenlerle zarar görmesi durumudur. Bu tür bir yaralanma, üreterin bütünlüğünün bozulması, işlev kaybı veya tamamen kesilmesi ile sonuçlanabilir. Üreteral travmalar nadir görülmekle birlikte, özellikle pelvik cerrahi veya travmatik kazalardan sonra ortaya çıkabilir. Bu durumun hızlı bir şekilde tanınması ve tedavi edilmesi, böbrek fonksiyonlarının korunması ve ciddi komplikasyonların önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Üreteral travmanın en yaygın nedenlerinden biri cerrahi müdahalelerdir. Özellikle jinekolojik ameliyatlar, ürolojik girişimler veya kolorektal cerrahiler sırasında üreterin yanlışlıkla yaralanması sık karşılaşılan bir durumdur. Cerrahi yaralanmalar genellikle üreterin anatomik yapısının veya çevre dokularla olan ilişkilerinin tam olarak anlaşılmamasından kaynaklanır. Bunun yanı sıra, travmatik yaralanmalar da üreterin hasar görmesine neden olabilir. Trafik kazaları, düşmeler veya kesici-delici alet yaralanmaları gibi travmalar bu tür hasarlara yol açabilir.

Üreteral travmalar, kısmi veya tam hasar şeklinde sınıflandırılabilir. Kısmi hasar durumunda üreterin lümeni daralabilir, bu da idrar akışını engelleyebilir veya böbreklerde birikime neden olabilir. Tam hasar ise üreterin tamamen kopması ile sonuçlanır ve idrarın çevre dokulara sızmasına yol açarak ciddi enfeksiyon riskini artırabilir. Her iki durumda da, böbrek fonksiyonlarının korunabilmesi için hızlı bir tanı ve uygun tedavi planı gereklidir.

Üreteral travmanın klinik belirtileri yaralanmanın ciddiyetine ve yerine göre değişiklik gösterebilir. Yaygın semptomlar arasında yan ağrısı, idrar yaparken zorlanma veya idrarda kan görülmesi (hematüri) yer alır. Ancak bazı durumlarda, özellikle cerrahi sonrası travmalarda, semptomlar hemen ortaya çıkmayabilir. Bu nedenle, cerrahi sonrası komplikasyonların dikkatle izlenmesi ve erken dönemde uygun görüntüleme yöntemleri ile üreteral travmanın tespit edilmesi hayati öneme sahiptir.

Bu bölüm, üreteral travmaların nedenlerini, sınıflandırmasını ve klinik özelliklerini ele alarak, konunun kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını amaçlamaktadır.

Üreteral Travma Nedenleri Nelerdir?

UT farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Bu nedenlerin daha ayrıntılı açıklamaları:

  1. Travma: UT’nın en yaygın nedenlerinden biri fiziksel travmadır. Kazalar, düşmeler, araba kazaları veya spor aktiviteleri sırasında vücuda darbeler üreterlerin zarar görmesine neden olabilir. Özellikle karın veya bel bölgesine alınan darbeler üreterlere zarar verebilir.
  2. Cerrahi Müdahaleler: Bazı cerrahi işlemler sırasında üreterler zarar görebilir. Özellikle karın veya pelvik cerrahi işlemler sırasında üreterlere zarar verme riski vardır. Bu tür cerrahi müdahaleler, üreterlerin yanlışlıkla kesilmesine veya sıkışmasına yol açabilir.
  3. Üreter Taşları: Üreterler içinde veya yakınında oluşan taşlar, idrar akışını engelleyebilir ve üreterlere zarar verebilir. Bu taşlar, üreterlerin iç yüzeyine zarar verebilir veya üreterlerin tıkanmasına neden olabilir.
  4. Doğumsal Anomaliler: Bazı bireyler doğuştan üreterlerde anatomik anomalilere sahip olabilir. Bu anomaliler, üreterlerin normal işlevini engelleyebilir ve travmaya daha duyarlı hale getirebilir.
  5. Üreteral Tümörler: Nadir durumlarda, üreterlerdeki tümörler UT’ya neden olabilir. Bu tümörler üreterlerin içini tıkayabilir veya üreterlerin yapısını bozabilir.
  6. İlaçlar: Bazı ilaçlar, idrar yolu kaslarının düzgün çalışmasını engelleyebilir ve üreterlerin kasılmasını zorlaştırabilir. Bu da idrarın normal olarak mesaneye taşınmasını engelleyebilir ve üreteral travmaya yol açabilir.
  7. İdrar Yolu Enfeksiyonları: İdrar yolu enfeksiyonları, üreterlere zarar verebilir. Enfeksiyonlar üreterlerin iltihaplanmasına yol açabilir ve bu da üreterlerin fonksiyonlarını etkileyebilir.
  8. İdrar Taşları: Üreter içinde oluşan idrar taşları, üreterin tıkanmasına neden olabilir ve bu da üreteral travmaya yol açabilir. İdrar taşlarının üreterlerde sıkışması şiddetli ağrılara neden olabilir.

Üreteral travmanın nedeni, travmanın türüne ve kişinin sağlık geçmişine bağlı olarak değişebilir. Travma sonucu üreterlerde herhangi bir zarar şüphesi varsa, derhal bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir. Erken teşhis ve uygun tedavi, üreteral travmanın komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olabilir ve hastanın üriner sistem sağlığını korumasına yardımcı olabilir.

Üreteral Travma Belirtileri Nelerdir?

Üreteral travma belirtileri, üreterlerin zarar gördüğü durumların ciddiyetine ve nedenine bağlı olarak değişebilir.

Üreteral travmanın olası belirtilerinin ayrıntılı açıklamaları:

  1. Bel Ağrısı: Üreteral travmanın en yaygın belirtisi şiddetli bel ağrısıdır. Bu ağrı, genellikle travmanın olduğu taraftaki bel bölgesinde hissedilir. Ağrı, sıklıkla dayanılmaz veya keskin bir karaktere sahiptir ve hareket etmek veya idrar yapmak gibi günlük aktiviteleri zorlaştırabilir.
  2. İdrar Değişiklikleri: UT, idrar akışını etkileyebilir. İdrarın renginde değişiklikler (kanlı idrar), idrar miktarında azalma veya artış gibi değişiklikler meydana gelebilir.
  3. Ateş ve İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri: UT sonucu idrarın geriye kaçması, idrar yolu enfeksiyonu riskini artırabilir. Bu durumda ateş, sık idrara çıkma, yanma hissi veya bulanık idrar gibi enfeksiyon belirtileri ortaya çıkabilir.
  4. Mide Bulantısı ve Kusma: UT bazen mide bulantısı ve kusmaya yol açabilir. Bu belirtiler, travmanın ciddiyetine ve komplikasyonlara bağlı olarak ortaya çıkabilir.
  5. Karın Ağrısı: UT, karın bölgesinde de ağrıya neden olabilir. Özellikle üreter travması karın bölgesinin alt kısmında lokalize ise bu ağrı sık görülebilir.
  6. Genel Halsizlik: UT, vücutta enfeksiyonun yayılmasına neden olabileceğinden genel halsizlik, yorgunluk hissi ve iştah kaybı gibi belirtilere yol açabilir.

Semptomlar kişiden kişiye değişebilir ve travmanın şiddeti, nedeni ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. UT şüphesi durumunda, bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, komplikasyonların önlenmesine yardımcı olabilir ve üreteral sağlığı koruyabilir.

Üreteral Travmanın Sınıflandırılması

Üreteral travmalar, yaralanmanın derecesine göre sınıflandırılır. Amerikan Üroloji Derneği (AUA) tarafından belirlenen sınıflandırma sistemi, üreterdeki hasarın boyutunu ve ciddiyetini belirlemeye yardımcı olur.

Bu sınıflandırma sistemi, yaralanmanın ciddiyetine göre beş farklı derecede incelenir:

  1. Derece 1: Üreter duvarında hafif zedelenme veya yüzeysel yırtık. Bu tür yaralanmalar genellikle konservatif tedavi ile iyileşebilir.
  2. Derece 2: Üreterin kas tabakasında daha derin bir yırtık. Ancak idrar akışı hala devam eder ve üreterin bütünlüğü bozulmamıştır.
  3. Derece 3: Üreterin tam katmanlı yırtılması. İdrar akışı kesilir ve üreterin yapısı bozulur.
  4. Derece 4: Üreterin büyük bir kısmında doku kaybı veya tıkanma. Üreterin bütünlüğü ciddi şekilde bozulmuştur.
  5. Derece 5: Üreterin tamamen kopması veya ayrılması. Bu tür yaralanmalar acil cerrahi müdahale gerektirir ve tedavi edilmezse böbrek kaybına neden olabilir.

Bu sınıflandırma sistemi, tedavi planının belirlenmesinde ve hastanın prognozunun değerlendirilmesinde önemli bir rol oynar.

Üreteral Travma Tanısı Nasıl Konulur?

Üreteral travmanın tanısı, genellikle klinik belirtilerin dikkatli bir değerlendirilmesi, görüntüleme yöntemleri ve laboratuvar testleri ile konulur. Bu süreç, travmanın doğrudan gözlemlenememesi ve genellikle diğer organ yaralanmalarıyla birlikte ortaya çıkması nedeniyle zorluklar içerebilir. Üreteral travma tanısının detaylandırılması aşağıdaki şekilde ele alınabilir:

1. Klinik Belirtiler

Üreteral travma genellikle belirgin spesifik semptomlarla ortaya çıkmaz, ancak şu belirtiler uyarıcı olabilir:

  • Hematuri: Makroskopik ya da mikroskopik düzeyde olabilir. Ancak hematurinin olmaması, üreteral yaralanmayı dışlamaz.
  • Karın veya yan ağrısı: Özellikle penetran travmalarda veya cerrahi sonrası hastalarda görülür.
  • İdrar kaçağına bağlı semptomlar: Peritonit belirtileri veya drenlerden idrar gelmesi gibi bulgular.

2. Fizik Muayene

  • Travmanın lokalizasyonuna bağlı olarak karında hassasiyet, yan bölgede şişlik veya hematom saptanabilir.
  • Açık cerrahi girişimler sonrası drenlerden idrar kaçağı gözlenebilir.

3. Görüntüleme Yöntemleri

a. BT Ürografi (Kontrastlı Bilgisayarlı Tomografi)
  • Üreteral travmanın tanısında altın standarttır.
  • Kontrast maddenin ekstravazasyonu, üreteral yaralanmayı gösterebilir.
  • Özellikle abdominopelvik travma geçiren hastalarda tercih edilir.
b. Retrograd Piyelografi
  • Şüpheli vakalarda kesin tanı için kullanılır.
  • Kontrast madde üreter içine enjekte edilir ve floroskopi ile değerlendirilir.
  • Üreteral yaralanmanın yeri ve derecesi net olarak belirlenebilir.
c. Ultrasonografi
  • Genellikle hidronefroz veya sıvı koleksiyonlarını saptamak için kullanılır.
  • Direkt tanıda sınırlı bir rolü vardır ancak hızlı değerlendirme sağlar.
d. Manyetik Rezonans Ürografi (MR Ürografi)
  • Daha az invaziv bir alternatif olarak kullanılabilir, ancak acil durumlarda pratik olmayabilir.

4. Laboratuvar Testleri

  • Tam İdrar Tahlili: Hematuri varlığı değerlendirilir.
  • Serum Kreatinin Düzeyleri: Böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesinde yardımcıdır.

5. Endoskopik Değerlendirme

  • Sistoskopi ve Üreteroskopi: Cerrahi sırasında ya da tanıda zorluk çekildiğinde üreteral yaralanmanın değerlendirilmesinde kullanılabilir.

6. Cerrahi Keşif

  • Görüntüleme yöntemleriyle tanı konulamayan durumlarda, açık veya laparoskopik cerrahi ile üreterin incelenmesi gerekebilir.

7. İleri Tanısal Yöntemler

  • Antegrad Piyelografi: Özellikle drenaj kateteri yerleştirilmiş hastalarda, böbrek pelvisine kontrast madde enjekte edilerek yaralanmanın yeri değerlendirilir.

Özel Durumlar

  • Penetran Travmalar: Yaralanmanın netleşmesi için cerrahi sırasında doğrudan gözlem gerekebilir.
  • Cerrahi Travmalar: Cerrahi sırasında fark edilmeyen yaralanmalar genellikle postoperatif dönemde idrar kaçağı veya enfeksiyon belirtileriyle fark edilir.

Üreteral travmanın doğru tanısı için multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Özellikle yüksek şüphe durumlarında, ileri görüntüleme ve tanısal yöntemler kullanılmalıdır. Tanının kesinleşmesi, tedavi planlaması ve komplikasyonların önlenmesi açısından hayati önem taşır.

Üreteral Travma: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi

Üreteral Travma Tedavisi Nasıl Yapılır?

Üreteral travma tedavisi, travmanın şiddetine, yerleşim yerine (proksimal, orta veya distal üreter), travmanın türüne (penetran veya künt), hastanın genel durumu ve eşlik eden yaralanmalara bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri cerrahi veya minimal invaziv yöntemleri içerir ve genellikle üreterin anatomik ve fonksiyonel bütünlüğünü korumayı amaçlar.

1. Genel İlkeler

  • Erken Tanı: Üreteral travmalar genellikle başka organ yaralanmalarıyla birlikte görüldüğünden, görüntüleme yöntemleriyle erken tanı önemlidir.
  • İdrar Kaçağının Kontrolü: İdrarın retroperitoneal alana sızmasını önlemek amacıyla erken müdahale yapılmalıdır.
  • Enfeksiyonun Önlenmesi: Antibiyotik profilaksisi, özellikle idrar sızıntısı olan vakalarda gereklidir.
  • Hidrate Etme ve Böbrek Fonksiyonlarının İzlenmesi: Böbrek fonksiyonlarının korunması için hidrasyon sağlanmalı ve kreatinin düzeyleri takip edilmelidir.

2. Minimal İnvaziv Yöntemler

  • Üreteral Stentleme:
    • Küçük travmalarda (Grade I-II) tercih edilir.
    • Stent, üreterin spontan iyileşmesini destekler ve idrarın drenajını sağlar.
  • Perkütan Nefrostomi:
    • Üreter tamamen kesildiğinde veya stent yerleştirilemediğinde kullanılır.
    • Böbrek basıncını azaltır ve enfeksiyonu önler.

3. Cerrahi Tedavi

  • Primer Onarım:
    • Küçük ve tam olmayan yırtıklarda üreter uçlarının primer olarak dikilmesi önerilir.
    • Absorbabl dikiş materyali ile çift katlı onarım yapılabilir.
    • Üreteral stent yerleştirilmesi gereklidir.
  • Üreteroureterostomi (Ureteral Anastomoz):
    • Orta büyüklükte yaralanmalarda, yaralanan segment çıkarılarak uç uca anastomoz yapılır.
  • Psoas Hitch veya Boari Flap:
    • Distal üreter yaralanmalarında mesaneden faydalanarak üreterin mesaneye yeniden anastomozu yapılır.
  • Üreterojenostomi:
    • Ciddi proksimal üreter yaralanmalarında, üreterin doğrudan böbrek pelvisiyle anastomozudur.
  • Bağırsak İnterpozisyonu:
    • Çok geniş üreter kayıplarında ince bağırsaktan segment kullanılarak üreterin yeniden oluşturulması.
  • Otoimplantasyon (Üreterin Mesaneye Nakli):
    • Üreterin mesane ile yeniden birleştirilmesidir.

4. Postoperatif İzlem

  • Görüntüleme: Operasyon sonrası idrar kaçağı veya darlık gelişimini değerlendirmek için ultrason, BT veya MR ürografi yapılmalıdır.
  • Üreteral Stentin Çıkarılması: Genellikle 4-6 hafta sonra gerçekleştirilir.
  • Uzun Dönem Takip: Üreteral darlık riski nedeniyle düzenli takip gereklidir.

5. Komplikasyonların Yönetimi

  • Striktür Gelişimi: Balon dilatasyon, lazer tedavisi veya yeniden cerrahi gerekebilir.
  • Fistül Oluşumu: Genellikle cerrahi müdahale gerektirir.

Bu tedavi yöntemleri, üreterin anatomik ve fonksiyonel bütünlüğünü en iyi şekilde korumayı amaçlar. Hastanın durumuna göre multidisipliner bir yaklaşım benimsenmelidir.

Üreteral Travmanın Komplikasyonları

Üreteral travmalar, zamanında ve uygun şekilde tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonlar arasında idrar kaçağı, böbrek fonksiyonlarının bozulması, enfeksiyonlar ve üreterin darlığı (striktür) yer alır. İdrar kaçağı, üreterdeki yırtık veya kopma sonucu idrarın çevre dokulara sızmasıyla ortaya çıkar ve ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Böbrek fonksiyonlarının bozulması ise idrar akışının engellenmesi sonucu meydana gelir ve uzun vadede böbrek yetmezliğine neden olabilir.

Üreterde gelişen darlıklar (striktür), üreteral yaralanmaların uzun vadeli komplikasyonlarından biridir. Üreterin iyileşme sürecinde skar dokusu oluşumu, idrar akışını engelleyebilir ve bu durum tekrarlayan enfeksiyonlara veya hidronefroza yol açabilir. Striktürlerin tedavisi, cerrahi müdahale veya stent yerleştirilmesi ile mümkündür.

Sonuç

Üreteral travma, nadir görülen ancak tanı ve tedavisinde ciddi zorluklar barındıran bir klinik durumdur. Hem travmatik hem de iatrojenik (tedavi veya cerrahi girişim sonucu oluşan) nedenlerle meydana gelebilen bu yaralanmalar, erken teşhis edilmediği takdirde ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Tedavi edilmeyen üreteral travmalar, böbrek fonksiyon kaybı, enfeksiyonlar ve fistül oluşumu gibi ciddi sorunlarla sonuçlanabilir. Bu nedenle, üreteral yaralanmalara yönelik farkındalığın artırılması ve bu tür durumların önlenmesi için multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi gereklidir.

Erken tanı, üreteral travmanın yönetiminde en kritik adımdır. Özellikle cerrahi girişimler sırasında meydana gelen yaralanmalarda, üreter hasarının hemen fark edilmesi ve onarılması, komplikasyonların önlenmesinde hayati rol oynar. Gelişmiş görüntüleme tekniklerinin ve minimal invaziv cerrahi yöntemlerin kullanımı, bu tür yaralanmaların tanı ve tedavisini kolaylaştırmaktadır. Bununla birlikte, üreteral travmanın yönetiminde hasta özellikleri, yaralanmanın ciddiyeti ve eşlik eden diğer yaralanmalar gibi faktörler dikkate alınarak bireyselleştirilmiş bir yaklaşım uygulanmalıdır.

Sonuç olarak, üreteral travmaların önlenmesi ve etkin tedavisi için öncelikle cerrahi prosedürler sırasında dikkatli anatomik planlama yapılmalı ve komplikasyon riskini azaltacak yöntemler tercih edilmelidir. Cerrahların bu tür yaralanmalar konusunda deneyim kazanması, intraoperatif dikkat ve gerektiğinde intraoperatif görüntüleme kullanımı, bu tür komplikasyonların sıklığını azaltabilir. Üreteral travma meydana geldiğinde ise erken müdahale ve uygun tedavi protokolleri, uzun vadeli sonuçların iyileştirilmesinde belirleyici olacaktır. Multidisipliner bir yaklaşımla yönetilen bu tür durumlar, hem hasta sağlığını koruma hem de sağlık sistemine olan mali yükü azaltma açısından büyük önem taşımaktadır.

Referanslar:

  1. Üreteral Travma: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
  2. Wessells, H., & McAninch, J. W. (1998). Ureteral injury and management. Journal of Urology, 159(3), 918-926.
  3. Brandes, S., Coburn, M., Armenakas, N. A., & McAninch, J. W. (2004). Diagnosis and management of ureteric injury: An evidence-based analysis. BJU International, 94(3), 277-289.
  4. Elliott, S. P., & McAninch, J. W. (2006). Ureteral injuries: External and iatrogenic. Urologic Clinics of North America, 33(1), 55-66.
  5. Lynch, T. H., Martinez-Pineiro, L., Plas, E., Serafetinidis, E., Turkeri, L., Hohenfellner, M., & Hanna, M. (2005). EAU guidelines on urological trauma. European Urology, 47(1), 1-15.
  6. Gomez, R. G., Ceballos, L., Coburn, M., Corriere, J. N., Dixon, C. M., Fabrizio, M. D., … & Wessells, H. (2004). Consensus statement on bladder injuries. BJU International, 94(1), 27-32.
  7. Morey, A. F., Iverson, A. J., Swan, A., Harmon, W. J., Spore, S. S., & DeRosa, A. C. (2001). Techniques of ureteral reimplantation for treatment of distal ureteral injuries. Urology, 57(1), 9-14.
  8. Selzman, A. A., & Spirnak, J. P. (1996). Iatrogenic ureteral injuries: A 20-year experience in treating 165 injuries. Journal of Urology, 155(3), 878-881.
  9. Ku, J. H., Kim, M. E., Jeon, Y. S., & Lee, N. K. (2003). Laparoscopic ureteral reconstruction for treatment of ureteral strictures. Journal of Urology, 169(6), 2285-2289.
  10. Borin, J. F., Melamud, O., Clayman, R. V., & Kavoussi, L. R. (2005). Ureteroscopy and retrograde ureteral stenting for management of ureteral injuries. Journal of Endourology, 19(8), 969-974.
  11. Sakellariou, P., Protopapas, A. G., Voulgaris, Z., Grammatikakis, I., Liapis, A., & Antsaklis, A. (2002). Management of ureteric injuries during gynecological operations: 10 years experience. European Journal of Obstetrics & Gynecology and Reproductive Biology, 101(2), 179-184.
  12. Brandes, S. B., Chelsky, M. J., Buckman, R. F., & Hanno, P. M. (1995). Ureteral injuries from penetrating trauma. Journal of Trauma and Acute Care Surgery, 39(3), 487-492.
  13. Loffroy, R., Guiu, B., Watfa, J., Bouvier, A., Cercueil, J. P., & Krause, D. (2009). Transcatheter arterial embolization in the emergency management of iatrogenic renal injuries: a valuable option in selected cases. European Journal of Radiology, 70(2), 319-324.
  14. Shah, D. K., Vitale, S. G., & Ramirez, J. L. (2016). Ureteral injuries in gynecologic surgery: current practices and future directions. Obstetrics and Gynecology Clinics, 43(3), 573-586.
  15. Eisner, B. H., & Reese, J. H. (2008). Imaging of the ureter: current trends and future directions. Current Urology Reports, 9(2), 98-104.
  16. Merguerian, P. A., & Diamond, D. A. (2001). Pediatric ureteral trauma: Management and outcome. Journal of Urology, 165(5), 1623-1626.
  17. Figueroa, V. A., & Pippi Salle, J. L. (2008). Ureteral trauma in children. Journal of Pediatric Urology, 4(3), 215-222.
  18. Al-Ali, M., & Haddad, M. (2016). Ureteral injuries: Diagnosis, management, and outcome. Journal of Urology and Research, 3(2), 1050.
  19. Rogers, E., & Dreznik, Y. (2001). Traumatic injuries to the ureter. American Journal of Surgery, 182(1), 34-39
  20. https://scholar.google.com/
  21. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
Üreteral Travma: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi
Üreteral Travma: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı, Tedavisi