Ürtiker: 6 Nedeni, Belirtileri, Tanısı Ve Tedavisi

100 / 100

Ürtiker, halk arasında daha çok “kurdeşen” olarak bilinen, ciltte ani başlayan ve genellikle kaşıntıyla seyreden kabarık, kızarık döküntülerle karakterize bir hastalıktır. Bu döküntüler, vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir ve genellikle birkaç saat içinde kaybolup tekrar başka bir bölgede ortaya çıkma eğilimi gösterir. Akut veya kronik şekilde görülebilen, bağışıklık sistemi, çevresel tetikleyiciler ve genetik faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan karmaşık bir durumdur. Yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bu hastalık, bireylerde fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra psikolojik stres ve sosyal zorluklara da neden olabilir.

Ürtiker: 6 Nedeni, Belirtileri, Tanısı Ve Tedavisi

Bu cilt hastalığı, genellikle histamin adı verilen bir kimyasalın salınımı ile ilişkilidir. Histamin, vücut tarafından alerjenlere veya diğer tetikleyici faktörlere karşı bir tepki olarak salgılanır ve kan damarlarının genişlemesine, sıvı sızıntısına ve ciltte şişliklere neden olur. Ürtikerin en yaygın tetikleyicileri arasında besin alerjileri, ilaçlar, böcek sokmaları ve enfeksiyonlar yer alır. Bununla birlikte, bazı durumlarda altında yatan neden tam olarak belirlenemez. Özellikle kronik ürtikerde, semptomların altı haftadan uzun sürmesi durumunda, altta yatan otoimmün hastalıklar veya çevresel faktörlerin rol oynayabileceği düşünülmektedir.

Her yaş grubunda görülebilmekle birlikte, sıklıkla genç erişkinlerde ortaya çıkar. Hastalığın akut formu genellikle birkaç gün ile birkaç hafta arasında kendiliğinden düzelirken, kronik ürtiker yıllarca sürebilir ve bu durum hastaların hem fiziksel hem de duygusal sağlığını olumsuz etkiler. Kronik ürtikerli hastalarda kaşıntı ve ağrı gibi fiziksel semptomlar, uyku düzeninin bozulmasına ve günlük aktivitelerin sınırlanmasına neden olabilir. Ayrıca, bu tür uzun süreli vakalarda bireylerde stres, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunlar da gözlemlenebilir.

Bu yazıda ürtikerin tanımı, nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Sorunun yalnızca bir cilt hastalığı olmadığını, bağışıklık sistemi ve genel sağlık üzerinde de etkileri olan bir durum olduğunu anlamak, hem bireysel farkındalık hem de etkili tedavi yaklaşımları açısından önem taşımaktadır.

Ürtiker: 6 Nedeni, Belirtileri, Tanısı Ve Tedavisi

Ürtiker Nedenleri

Genellikle alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sistemi sorunları veya çevresel tetikleyicilere verilen bir cilt reaksiyonu olarak tanımlanır. Ancak bu durumun oluşumuna neden olan faktörler oldukça çeşitlidir ve her hastada farklılık gösterebilir. Ürtikerin nedenleri genel olarak iki ana kategoriye ayrılabilir: alerjik (immunolojik) ve alerjik olmayan (non-immunolojik) nedenler. Bu nedenlerin detaylı şekilde anlaşılması, doğru tedavi planının oluşturulmasında kritik bir rol oynar.

1. Alerjik (İmmünolojik) Nedenler

Alerjik reaksiyonlar, en yaygın nedenlerden biridir. Bağışıklık sistemi, alerjen olarak algıladığı bir maddeye karşı histamin salınımını tetikler. Bu durum, deride kızarıklık, kabarıklık ve kaşıntıya yol açar.

  • Besin Alerjileri: Bazı gıdalar, özellikle süt, yumurta, kabuklu deniz ürünleri, fındık, fıstık, soya ve buğday gibi alerjenler tetikleyebilir. Bu tür besinlere karşı alerjik reaksiyon genellikle hızlı gelişir ve şiddetli olabilir.
  • İlaç Alerjileri: Penisilin gibi antibiyotikler, aspirin ve ibuprofen gibi non-steroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) veya anestezikler neden olabilir. İlaçlar, bağışıklık sistemini tetikleyerek histamin salınımını artırabilir.
  • Hayvan Alerjenleri: Evcil hayvanların tüyleri, salyası veya deri döküntüleri ürtiker ataklarını tetikleyebilir. Özellikle kedi ve köpeklerle yakın temasta bulunan kişilerde daha yaygındır.
  • Polen ve Toz Mite’ları: Mevsimsel alerjilere yatkın bireylerde, polen ve toz akarları gibi alerjenler ürtiker gelişimine neden olabilir.
  • Enfeksiyonlar: Bazı viral enfeksiyonlar (örn. hepatit, Epstein-Barr virüsü), bakteri kaynaklı enfeksiyonlar (örn. Helicobacter pylori) veya paraziter hastalıklar bağışıklık sistemini tetikleyerek reaksiyonu başlatabilir.

2. Alerjik Olmayan (Non-İmmünolojik) Nedenler

Bağışıklık sistemi tepkisi olmadan gelişen vakalar da oldukça yaygındır. Bu tür durumlar genellikle doğrudan mast hücrelerinden histamin salınımına yol açar.

  • Fiziksel Faktörler:
    • Basınç: Uzun süreli oturma, dar kıyafetlerin baskısı veya ağır nesneler taşımak gibi fiziksel basınç uygulamaları basınca bağlı olarak yol açabilir.
    • Sıcaklık ve Soğuk: Ani sıcaklık değişiklikleri, soğuk hava, soğuk suya maruz kalma veya terleme reaksiyon oluşumunu tetikleyebilir.
    • Güneş Işığı (Solar Ürtiker): Güneşe maruz kalma sonucunda bazı bireylerde gelişebilir.
    • Egzersiz: Fiziksel aktiviteler sırasında artan vücut ısısı veya terleme, egzersize bağlı ürtikeri tetikleyebilir.
  • Kimyasal Maddeler: Kozmetik ürünlerdeki bazı maddeler, deterjanlar veya endüstriyel kimyasallar doğrudan ciltte ürtiker benzeri reaksiyonlara neden olabilir.
  • Gıda Katkı Maddeleri: Koruyucular, renklendiriciler ve tatlandırıcılar gibi gıda katkı maddeleri bazı bireylerde atakları tetikleyebilir. Özellikle monosodyum glutamat (MSG) veya sülfit içeren gıdalar bu tür reaksiyonlara yol açabilir.

3. Kronik Ürtiker Nedenleri

Ürtiker atakları genellikle kısa süreli olsa da (akut), bazı bireylerde altı haftadan uzun süren kronik ürtiker gelişebilir. Kronik ürtikerin nedenleri genellikle daha karmaşıktır ve çoğu zaman altta yatan sistemik bir hastalık veya faktör bulunabilir.

  • Otoimmün Bozukluklar: Bağışıklık sistemi, kendi dokularına saldırarak yol açabilir. Hashimoto tiroiditi, lupus ve diğer otoimmün hastalıklar bu süreçte rol oynayabilir.
  • Hormonal Değişiklikler: Menstrüasyon, gebelik veya menopoz sırasında meydana gelen hormonal dalgalanmalar reaksiyonları tetikleyebilir.
  • Psikolojik Faktörler: Stres ve anksiyete, mast hücrelerini doğrudan etkileyerek ürtiker gelişimini kolaylaştırabilir. Psikolojik faktörlerin katkısı özellikle kronik vakalarda sıkça görülür.
  • İlaçların Uzun Süreli Kullanımı: Kronik olarak kullanılan bazı ilaçlar (örn. NSAID’ler, beta-blokerler) reaksiyonların devam etmesine neden olabilir.
  • Gastrointestinal Sorunlar: Helicobacter pylori enfeksiyonu veya diğer mide-bağırsak rahatsızlıkları altta yatan nedenlerden biri olabilir.

4. İdiopatik Ürtiker (Nedeni Belirsiz Ürtiker)

Tüm vakaların yaklaşık %30-50’sinde kesin neden belirlenemez. Bu duruma “idiopatik ürtiker” adı verilir. İdiopatik vakalar genellikle kronik seyirlidir ve hastaların detaylı inceleme ve uzun süreli takip gerektirebilir.

5. Genetik Yatkınlık

Bazı bireylerde genetik yatkınlıkla ilişkilendirilebilir. Örneğin, ailesinde mastositoz gibi mast hücre bozuklukları bulunan bireylerde görülme riski daha yüksektir.

6. İlaç ve Tedaviye Bağlı Nedenler

Bazı ilaçlar, özellikle kemoterapi tedavisinde kullanılan ajanlar, radyoterapi veya immün baskılayıcı tedaviler ürtiker ataklarına neden olabilir. Tedavi sonrası yan etkiler olarak da karşımıza çıkabilir.

Ürtiker Belirtileri

En yaygın belirtisi, ciltte ortaya çıkan kaşıntılı, kırmızı veya soluk renkte, kabarık deri lezyonlarıdır. Bu lezyonlara genellikle “ürtiker plakları” adı verilir. Belirtiler hafif ya da şiddetli olabilir ve birkaç saat ile birkaç gün arasında sürebilir. Akut ve kronik olarak ikiye ayrılan ürtiker, belirtilerinin süresi ve şiddeti bakımından farklılık gösterebilir.

Başlıca Belirtiler

  1. Deri Kabarıklıkları (Plaklar):
    • En temel belirti olan kabarık lezyonlar, düzensiz şekillere sahip olabilir.
    • Çoğu lezyon çap olarak birkaç milimetre ile birkaç santimetre arasında değişir.
    • Plaklar ciltte sürekli olarak yer değiştirebilir; bir bölgede kaybolurken başka bir bölgede tekrar ortaya çıkabilir.
  2. Kaşıntı:
    • Yoğun kaşıntı, karakteristik belirtilerden biridir.
    • Bu kaşıntı rahatsız edici düzeyde olabilir ve bireylerin günlük yaşamlarını etkileyebilir.
  3. Renk Değişimi:
    • Plaklar genellikle kırmızı bir kenara ve merkezde soluk bir alana sahiptir. Bazen tamamen soluk veya kırmızı olabilir.
  4. Cilt Şişliği:
    • Ciltte ödem oluşumu, plakların belirgin bir şekilde kabarık görünmesine neden olur.
  5. Angioödem:
    • Ürtikerle birlikte veya tek başına görülebilen angioödem, cildin daha derin katmanlarında şişlik oluşumudur.
    • Genellikle dudaklar, göz kapakları, el ve ayaklar gibi bölgeleri etkiler.
    • Şişlik ağrılı olabilir ve bazen nefes almayı zorlaştırarak acil müdahale gerektirebilir.

Ürtikerin Türlerine Göre Belirtiler

  1. Akut Ürtiker:
    • Belirtiler genellikle birkaç saat veya gün içinde ortaya çıkar ve kaybolur.
    • Gıda alerjisi, ilaç kullanımı veya enfeksiyonlar tetikleyici olabilir.
  2. Kronik Ürtiker:
    • Belirtiler haftalar, aylar veya hatta yıllar sürebilir.
    • Bu türde, plaklar daha az yoğun olabilir ancak sürekli bir kaşıntı ve rahatsızlık hali vardır.
  3. Fiziksel Ürtiker:
    • Soğuk, sıcak, basınç, titreşim veya egzersiz gibi fiziksel uyaranlar belirtileri tetikler.
    • Genellikle uyarana maruz kaldıktan hemen sonra başlar.

Ek Belirtiler

  • Yanma hissi
  • Gece kaşıntılarında artış
  • Genel halsizlik (özellikle kronik vakalarda)
  • Nadir durumlarda baş dönmesi ve nefes darlığı gibi sistemik belirtiler

Ürtiker Tanısı

Ürtiker tanısı, çoğunlukla hastanın tıbbi öyküsü ve fiziksel muayenesine dayanarak konur. Çünkü bu hastalığa özel bir laboratuvar testi bulunmamaktadır. Tanı süreci, belirtilerin süresi, şekli ve olası tetikleyiciler hakkında detaylı bilgi alınmasını gerektirir. Aynı zamanda altta yatan nedenlerin belirlenmesi ve diğer cilt hastalıklarından ayrıştırılması önemlidir.

Tanı Sürecinin Aşamaları

  1. Hastanın Tıbbi Öyküsü:
    • Hangi koşulların belirtileri tetiklediği, plakların ne kadar süreyle kaldığı ve hangi tedavilerin denendiği sorgulanır.
    • Geçmişte yaşanan gıda alerjileri, ilaç kullanımları, enfeksiyonlar veya stres gibi faktörler dikkate alınır.
    • Mesleki maruziyetler ve çevresel tetikleyiciler incelenir.
    • Ailede ürtiker veya alerjik hastalık öyküsü araştırılır.
  2. Fiziksel Muayene:
    • Deri üzerindeki lezyonlar incelenir ve tipik ürtiker plaklarının özellikleri gözlemlenir.
    • Plakların dağılımı, rengi, şekli ve kaşıntı şiddeti değerlendirilir.
    • Angioödem varlığı kontrol edilir, çünkü bu durum ürtikerle sıklıkla birlikte görülür.
  3. Laboratuvar Testleri:
    • Kan Testleri: Enfeksiyon, otoimmün hastalıklar veya alerjiye bağlı immün reaksiyonları değerlendirmek için yapılır.
    • Alerji Testleri: Gıda veya ilaç gibi potansiyel alerjenlere karşı spesifik IgE seviyeleri ölçülür. Prick testleri veya yama testleri kullanılabilir.
    • Tam Kan Sayımı: Kronik ürtikerde enfeksiyon veya iltihaplanmayı değerlendirmek için kullanılır.
    • Karaciğer ve Böbrek Fonksiyon Testleri: Ürtikerin sistemik bir hastalığın belirtisi olup olmadığını anlamak için yapılır.
    • Tiroid Testleri: Otoimmün tiroid hastalıkları (Hashimoto tiroiditi gibi) ürtikerle ilişkili olabilir.
  4. Provokasyon Testleri (Fiziksel Ürtiker için):
    • Fiziksel tetikleyicilerin ürtikere neden olup olmadığını anlamak için uygulanır. Örneğin:
      • Soğuk su veya buz küpü testi (soğuk ürtiker için)
      • Egzersiz testi (kolinerjik ürtiker için)
      • Basınç uygulama testi (basınç ürtikeri için)
  5. Biyopsi:
    • Nadiren, reaksiyonu diğer cilt hastalıklarından (örneğin vaskülit) ayırt etmek için deri biyopsisi yapılabilir.
    • Biyopsi sonuçları, kronik ürtikerin otoimmün bir hastalıkla ilişkili olup olmadığını da gösterebilir.

Ayırıcı Tanı

Diğer cilt hastalıklarından ayırt edilmesi önemlidir. Benzer belirtiler gösterebilecek diğer durumlar şunlardır:

  • Egzama
  • Psoriazis (sedef hastalığı)
  • Kontakt dermatit
  • Skleroderma
  • Vaskülit

Kronik Ürtiker Tanısında Ekstra İncelemeler

Kronik ürtiker tanısında hastalığın süregelen nedenlerini bulmak için daha geniş kapsamlı testler yapılabilir:

  • Otoimmün Paneller: Otoimmün kökenli ürtikeri saptamak için antinükleer antikor (ANA) testi.
  • Helicobacter pylori Testi: Bu bakterinin varlığı, kronik ürtiker ile ilişkilendirilebilir.
  • C-reaktif Protein (CRP): Sistemik iltihap göstergesi olarak kullanılır.

Tanıda Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

  • Akut ve kronik ürtikerin ayırımı: Akut ürtiker genellikle bilinen bir tetikleyici ile ilişkilidir ve geçicidir. Kronik ürtikerin tanısı daha fazla inceleme gerektirir.
  • Sistemik reaksiyonlar: Eğer reaksiyonla birlikte nefes darlığı, baş dönmesi veya anafilaksi gibi sistemik belirtiler varsa, tanı ve tedavi süreci acil hale gelir.

Tanının doğru bir şekilde konması, hastalığın başarılı bir şekilde yönetilmesi ve altta yatan nedenin tedavi edilmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Ürtiker: 6 Nedeni, Belirtileri, Tanısı Ve Tedavisi

Ürtiker Tedavisi

Ürtiker tedavisi, hastalığın tipi, şiddeti, süresi ve tetikleyici faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Amaç, hastalığın neden olduğu semptomları kontrol altına almak ve hastanın yaşam kalitesini artırmaktır. Tedavi planı genellikle altta yatan nedenlerin ortadan kaldırılmasını ve semptomların giderilmesini hedefler. Reaksiyonun akut veya kronik olması, tedavi yaklaşımında belirleyici bir faktördür. Aşağıda, ürtiker tedavisinde kullanılan yöntemler detaylı bir şekilde ele alınmıştır:

1. Tetikleyicilerin Ortadan Kaldırılması

Ürtikerin tedavisinde ilk ve en önemli adım, alerjen veya tetikleyici faktörlerin tespit edilmesi ve bunlardan kaçınılmasıdır. Tetikleyiciler şunlar olabilir:

  • Gıda Alerjenleri: Deniz ürünleri, fındık, süt, yumurta gibi bazı gıdalar semptomları tetikleyebilir.
  • İlaçlar: Antibiyotikler (örneğin, penisilin), aspirin veya NSAID’ler reaksiyona neden olabilir.
  • Enfeksiyonlar: Solunum yolu enfeksiyonları veya diş enfeksiyonları ürtiker ataklarını tetikleyebilir.
  • Fiziksel Faktörler: Sıcaklık değişimleri, basınç, güneş ışığı veya egzersiz reaksiyonu alevlendirebilir.

Tetikleyicilerin tespit edilmesi amacıyla hasta öyküsü alınır ve gerekirse alerji testleri yapılır. Özellikle kronik ürtiker vakalarında tetikleyicinin belirlenmesi zor olabilir, bu durumda semptomları kontrol altına almak için daha geniş tedavi seçenekleri devreye girer.

2. Farmakolojik Tedavi

Semptomları hafifletmek ve kontrol altına almak için ilaç tedavisi sıklıkla tercih edilir. Kullanılan ilaçlar şunlardır:

a. Antihistaminikler

H1-reseptör antagonistleri olarak bilinen antihistaminikler, ürtiker tedavisinin temelini oluşturur. Bu ilaçlar, histaminin etkisini engelleyerek kaşıntı, kızarıklık ve şişlik gibi semptomları hafifletir.

  • Birinci Kuşak Antihistaminikler: Difenhidramin ve hidroksizin gibi ilaçlar etkilidir, ancak uyku hali gibi yan etkileri nedeniyle genellikle kısa süreli kullanım için tercih edilir.
  • İkinci Kuşak Antihistaminikler: Loratadin, setirizin, feksofenadin gibi ilaçlar daha az yan etkiye sahiptir ve kronik kullanım için uygundur.
b. H2-reseptör Antagonistleri

H1-antihistaminiklere ek olarak H2-reseptör antagonistleri (örneğin, ranitidin) kullanılarak histaminin farklı reseptörlerdeki etkisi engellenebilir. Bu kombinasyon, özellikle şiddetli vakalarda etkili olabilir.

c. Kortikosteroidler

Kısa süreli kullanımlar için oral veya enjeksiyon yoluyla verilen kortikosteroidler (prednizolon gibi) şiddetli ürtiker ataklarını hızla kontrol altına alabilir. Ancak uzun süreli kullanım, ciddi yan etkilere yol açabileceğinden dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.

d. Monoklonal Antikorlar

Kronik spontan ürtiker tedavisinde kullanılan omalizumab, bağışıklık sisteminin histamin salınımını azaltmasına yardımcı olur. Omalizumab, antihistaminik tedaviye dirençli vakalarda tercih edilir ve genellikle iyi tolere edilir.

e. Lökotrien Reseptör Antagonistleri

Montelukast gibi lökotrien reseptör antagonistleri, antihistaminiklere yanıt vermeyen bazı kronik ürtiker hastalarında ek tedavi olarak kullanılabilir.

3. Alternatif ve Destekleyici Tedaviler

a. Diyet Değişiklikleri

Gıda tetikleyicileri şüphesi olan hastalarda eliminasyon diyeti önerilebilir. Bu diyet, potansiyel alerjenlerin belirlenmesi ve çıkarılması amacıyla uygulanır. Ayrıca, işlenmiş gıdalardaki koruyucular ve katkı maddeleri semptomları kötüleştirebileceğinden, bu tür maddelerden kaçınılmalıdır.

b. Stres Yönetimi

Stres, kronik ürtikerin şiddetini artırabilir. Yoga, meditasyon ve bilişsel davranışçı terapi gibi stres yönetimi teknikleri, semptomların hafifletilmesine katkı sağlayabilir.

c. Bitkisel ve Doğal Tedaviler

Bazı bitkisel tedavilerin semptomları hafiflettiği öne sürülmektedir. Örneğin:

  • Isırgan otu çayı: Antihistaminik etkiler gösterebilir.
  • Aloe vera jel: Ciltteki kaşıntıyı yatıştırıcı bir etkisi olabilir.

Ancak bu yöntemlerin etkinliği bilimsel olarak kesin kanıtlanmadığından, kullanımı öncesinde bir doktora danışılmalıdır.

4. İleri Tedavi Yöntemleri

Kronik vakalarda standart tedavilere yanıt alınamıyorsa, ileri tedavi yöntemleri gündeme gelebilir:

a. İmmünsüpresif Tedavi

Bağışıklık sistemini baskılayan siklosporin gibi ilaçlar, şiddetli ve dirençli vakalarda kullanılabilir. Bu tedavi seçeneği ciddi yan etkiler içerdiği için yalnızca uzman gözetiminde uygulanır.

b. Plazmaferez

Otoimmün kaynaklı ürtikerlerde, kanda dolaşan otoantikorların temizlenmesi için plazmaferez yöntemi kullanılabilir. Bu yöntem oldukça nadir durumlarda tercih edilir.

5. Akut ve Kronik Ürtiker İçin Farklı Yaklaşımlar

Akut Ürtiker Tedavisi
  • Tetikleyici faktörler belirlendikten sonra genellikle H1-antihistaminikler kullanılır.
  • Semptomlar kısa sürede hafifler ve tedaviye genellikle birkaç hafta devam edilir.
Kronik Ürtiker Tedavisi
  • İkinci kuşak antihistaminikler genellikle uzun süreli kullanım için önerilir. Gerekirse doz artırılabilir.
  • Standart tedaviye yanıt alınamazsa, omalizumab veya immünsüpresif tedaviler devreye girer.
  • Tedavi süreci multidisipliner bir yaklaşımla yürütülür.

6. Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Önlemler

Ürtiker tedavisinin bir diğer önemli parçası, hastaların yaşam tarzlarında yapacakları değişikliklerdir. Bu değişiklikler semptomların kontrol altına alınmasını kolaylaştırabilir:

  • Alerjenlerden ve tetikleyici maddelerden kaçınma.
  • Hafif cilt bakım ürünleri ve giysiler kullanma.
  • Sıcak duşlardan ve aşırı soğuk ortamdan kaçınma.
  • Stresi yönetmek için gevşeme teknikleri uygulama.

Sonuç

Bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen, yaygın ancak genellikle hafife alınan bir deri rahatsızlığıdır. Akut veya kronik olarak ortaya çıkabilen bu hastalık, ciltte kızarıklık, şişlik ve kaşıntıya neden olarak fiziksel rahatsızlık verirken, aynı zamanda psikolojik sorunlara da yol açabilir. Ndenleri oldukça çeşitlidir; alerjik reaksiyonlardan otoimmün hastalıklara kadar geniş bir yelpazede faktörler bu durumu tetikleyebilir. Bu nedenle, etkili bir tedavi planı oluşturabilmek için doğru teşhis ve nedenlerin belirlenmesi kritik önem taşır.

Tedavi yaklaşımları, reaksiyonun türüne ve şiddetine göre değişiklik gösterir. Antihistaminik ilaçlar genellikle ilk basamak tedavi olarak kullanılırken, daha dirençli vakalarda kortikosteroidler veya immünomodülatör tedaviler devreye girebilir. Ayrıca, yaşam tarzı değişiklikleri ve potansiyel tetikleyicilerden uzak durulması, hastalığın yönetiminde büyük rol oynar. Bunun yanı sıra, kronik ürtikerli bireylerin düzenli doktor kontrollerine gitmesi ve ihtiyaç duyduklarında psikolojik destek alması da önemlidir.

Sonuç olarak, tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen, etkili bir yönetim, hastalığın altında yatan nedenlerin doğru bir şekilde belirlenmesi ve bireye özgü bir tedavi planının uygulanması ile mümkündür. Hem sağlık uzmanlarının hem de hastaların bu konuda bilinçlenmesi, reaksiyonun etkilerinin en aza indirilmesine katkıda bulunacaktır. Bu çerçevede, multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi ve modern tedavi seçeneklerinin kullanılması, ürtikerin yarattığı zorlukların üstesinden gelmek için anahtar rol oynar.

Referanslar:

  1. Ürtiker: 6 Nedeni, Belirtileri, Tanısı Ve Tedavisi
  2. Zuberbier T, Maurer M. “Urticaria: Current Opinions About Etiology, Diagnosis, and Therapy.” Acta Dermato-Venereologica, 2007.
  3. Kaplan AP. “Chronic Urticaria: Pathogenesis and Treatment.” The Journal of Allergy and Clinical Immunology, 2004.
  4. Greaves MW. “Chronic Idiopathic Urticaria.” New England Journal of Medicine, 1995.
  5. Zuberbier T, et al. “The EAACI/GA2LEN/EDF/WAO Guideline for the Definition, Classification, Diagnosis, and Management of Urticaria.” Allergy, 2018.
  6. Sabroe RA, Black AK. “Mechanisms in Chronic Idiopathic Urticaria.” Clinical and Experimental Dermatology, 2001.
  7. Hide M, Francis DM, et al. “Autoantibodies Against the High-Affinity IgE Receptor as a Cause of Histamine Release in Chronic Urticaria.” New England Journal of Medicine, 1993.
  8. Kulthanan K, et al. “Chronic Urticaria: Clinical Characteristics, Etiology, and Management.” Dermatologic Clinics, 2013.
  9. Kozel MM, et al. “Quality of Life in Patients with Chronic Urticaria.” British Journal of Dermatology, 2004.
  10. Maurer M, et al. “Autoimmune Urticaria: Autoreactivity and Treatment Options.” Clinical Reviews in Allergy & Immunology, 2016.
  11. Kaplan AP. “Chronic Spontaneous Urticaria: Pathogenesis and Treatment Considerations.” Allergy, Asthma & Immunology Research, 2020.
  12. Zuberbier T, et al. “International Consensus on Urticaria Management.” Journal of Allergy and Clinical Immunology, 2014.
  13. Ferrer M, et al. “Omalizumab in Chronic Urticaria.” Current Opinion in Allergy and Clinical Immunology, 2015.
  14. Grattan CE, et al. “Management and Treatment of Chronic Urticaria.” Clinical and Experimental Allergy, 2003.
  15. Staevska M, et al. “The Effectiveness of H1-Antihistamines in Chronic Urticaria.” Journal of Investigative Dermatology, 2010.
  16. Vena GA, Cassano N. “Chronic Urticaria and Its Comorbidities.” Giornale Italiano di Dermatologia e Venereologia, 2014.
  17. Maurer M, et al. “Urticaria: A Disease of Complex Pathogenesis.” Immunology and Allergy Clinics of North America, 2014.
  18. Sabroe RA, Grattan CE, et al. “The Role of Autoimmunity in Chronic Urticaria.” The Journal of Investigative Dermatology, 2005.
  19. Kaplan AP. “New Developments in the Treatment of Chronic Urticaria.” Allergy and Asthma Proceedings, 2012.
  20. Saini SS, et al. “Effect of Omalizumab on Symptoms in Chronic Idiopathic/Spontaneous Urticaria Patients.” The Journal of Allergy and Clinical Immunology, 2015.
  21. Greaves MW. “Chronic Urticaria in Adults: A Clinical Review.” Journal of the American Academy of Dermatology, 2000.
  22. Church MK, et al. “Histamine and Its Receptors in Chronic Urticaria.” Journal of Investigative Dermatology, 2008.
  23. Bernstein JA, et al. “Update on Treatment of Chronic Urticaria.” Current Allergy and Asthma Reports, 2014.
  24. Staubach P, et al. “Chronic Urticaria: Triggers and Management.” Clinical Reviews in Allergy & Immunology, 2012.
  25. Sánchez-Borges M, et al. “Urticaria: Differential Diagnosis.” World Allergy Organization Journal, 2012.
  26. Grattan CE. “Physical Urticarias and Cholinergic Urticaria.” Immunology and Allergy Clinics of North America, 2004.
  27. Nettis E, et al. “Management of Acute and Chronic Urticaria.” American Journal of Clinical Dermatology, 2003.
  28. Weller K, et al. “Comparison of Different Doses of Antihistamines in Urticaria Management.” The Journal of Allergy and Clinical Immunology, 2010.
  29. Zuberbier T. “Current Concepts in Pathophysiology and Treatment of Chronic Urticaria.” Skin Pharmacology and Physiology, 2009.
  30. Maurer M, et al. “Omalizumab for Chronic Urticaria: Mechanisms and Efficacy.” Allergy, 2017.
  31. Schoepke N, et al. “Quality of Life in Patients with Chronic Urticaria: A Review.” Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 2013.
  32. Kikuchi Y, et al. “Basophil Histamine Release in Chronic Urticaria.” Journal of Investigative Dermatology, 1995.
  33. Metz M, et al. “The Role of Mast Cells in Urticaria.” Immunology and Allergy Clinics of North America, 2014.
  34. Ferrer M, et al. “Pathogenesis of Chronic Idiopathic Urticaria.” Clinical and Translational Allergy, 2018.
  35. Hide M, et al. “Histamine-Releasing Activity in Chronic Urticaria Patients.” Journal of Allergy and Clinical Immunology, 1995.
  36. Powell RJ, et al. “BSACI Guidelines for the Management of Chronic Urticaria and Angioedema.” Clinical and Experimental Allergy, 2007.
  37. O’Donnell BF, et al. “Human Leukocyte Antigen Associations in Chronic Idiopathic Urticaria.” British Journal of Dermatology, 1999.
  38. Poonawalla T, Kelly B. “Urticaria: A Review.” American Journal of Clinical Dermatology, 2009.
  39. Wedi B, et al. “Chronic Urticaria and Infections.” Current Opinion in Allergy and Clinical Immunology, 2012.
  40. Asero R, et al. “C-reactive Protein and Chronic Urticaria.” European Journal of Allergy and Clinical Immunology, 2007.
  41. Kozel MM, et al. “Laboratory Tests and Diagnosis in Chronic Urticaria.” Clinical and Experimental Allergy, 2003.
  42. Fiebiger E, et al. “Role of IgE and Mast Cells in Chronic Urticaria.” Journal of Allergy and Clinical Immunology, 1998.
  43. Schoepke N, et al. “Urticaria: Mechanisms and Classification.” Allergology International, 2018.
  44. Maurer M, et al. “Clinical Guidelines for the Management of Chronic Urticaria.” Journal of the European Academy of Dermatology and Venereology, 2016
  45. https://scholar.google.com/
  46. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  47. https://www.researchgate.net/
  48. https://www.mayoclinic.org/
  49. https://www.nhs.uk/
  50. https://www.webmd.com/

Ürtiker Tedavisi Nedenleri ve Belirtileri

Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372