Obstrüktif Uyku Apnesi: 4 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi
Obstrüktif uyku apnesi (OSA, OUA), modern yaşamın getirdiği yaygın sağlık sorunlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu rahatsızlık, özellikle toplumların yaşlanması, kilo alma oranlarının artması ve sedanter yaşam tarzlarının yaygınlaşması ile daha sık görülmeye başlamıştır. Uyku apnesi, genel olarak solunum yollarının kısmen veya tamamen tıkanması sonucu uyku sırasında ortaya çıkan nefes durması atakları olarak tanımlanır. Bu tıkanıklık, vücudun oksijen alımını kısıtlar ve kişinin gece boyunca defalarca uyanmasına yol açar. Obstrüktif uyku apnesi, sadece uyku kalitesini bozmakla kalmaz, aynı zamanda kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon ve tip 2 diyabet gibi ciddi sağlık sorunlarına da neden olabilir. Bu durum, uyku apnesini sadece uyku bozukluğu değil, aynı zamanda önemli bir halk sağlığı problemi haline getirmektedir.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu: 4 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi
Obstrüktif uyku apnesinin özellikle horlama ile birlikte görülmesi, hastalığın önemli bir belirtisi olarak kabul edilir. Ancak her horlama uyku apnesi anlamına gelmez. Bununla birlikte, Obstrüktif uyku apnesi hastalarının büyük bir kısmı horlama sorunu yaşar ve bu durum, hem kişinin kendi uyku kalitesini hem de yanında uyuyan kişinin uyku düzenini olumsuz etkileyebilir. Uyku apnesi, bireylerin gün içindeki enerji seviyelerini de önemli ölçüde etkiler. Bu hastalık, gece boyunca nefes durmalarına bağlı olarak uykunun sık sık bölünmesi nedeniyle, kişide gündüz yorgunluk, halsizlik ve dikkat eksikliği gibi semptomlara neden olur. Uzun vadede tedavi edilmezse, yaşam kalitesini düşüren ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir hastalık haline gelir.
Obstrüktif uyku apnesi, anatomik yapılar ve yaşam tarzı faktörlerinin etkileşimi sonucu gelişen kompleks bir hastalıktır. Dilin arkaya kayması, hava yolunun daralması ve boğaz kaslarının gevşemesi gibi anatomik faktörler uyku sırasında hava akışının kesilmesine yol açar. Kilolu veya obez kişilerde ise boyun çevresinde yağ dokusunun birikmesi, hava yollarının daha kolay tıkanmasına neden olur. Buna ek olarak, sigara ve alkol tüketimi gibi kötü alışkanlıklar da uyku apnesini tetikleyen faktörler arasındadır. Dolayısıyla, Obstrüktif uyku apnesi nedenleri yalnızca fiziksel yapılarla sınırlı değildir; yaşam tarzı alışkanlıkları ve çevresel faktörler de hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynar.
Uyku apnesinin tanısı genellikle, hastaların yaşadıkları belirtiler ve gece uykusunu gözlemleyen bir test olan polisomnografi (PSG) ile konur. Polisomnografi, hastanın gece boyunca beyin dalgalarını, solunum hızını, oksijen seviyelerini ve kalp ritmini ölçen bir testtir. Bu test, Obstrüktif uyku apnesi tanısında altın standart olarak kabul edilir. Tedavi süreci ise hastalığın ciddiyetine ve kişisel faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Sürekli Pozitif Hava Yolu Basıncı (CPAP) cihazı gibi yöntemler, solunum yollarını açık tutmak için en yaygın kullanılan tedavi seçeneklerinden biridir. Bunun yanı sıra cerrahi müdahaleler, yaşam tarzı değişiklikleri ve ağız içi cihazlar gibi tedavi yöntemleri de mevcuttur. Bu yazıda, obstrüktif uyku apnesinin belirtileri, nedenleri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde incelenecektir.
Obstrüktif Uyku Apnesi Nedir?
Obstrüktif uyku apnesi, uyku sırasında üst solunum yollarının tıkanması sonucu nefes almanın geçici olarak durması veya azalması ile karakterize bir hastalıktır. Obstrüktif uyku apnesi, en yaygın uyku apnesi türü olup, solunum yolunun fiziksel olarak daralması veya tıkanması sonucu oluşur. Bu durum, beyin ile kaslar arasındaki iletişimde bir sorun olmadığı halde, fiziksel bir engel nedeniyle nefes almanın durması anlamına gelir. Apne atakları, genellikle 10 saniye veya daha uzun sürebilir ve gece boyunca yüzlerce kez tekrarlanabilir. OSA’nın en önemli sonucu ise kandaki oksijen seviyesinin düşmesi ve uyku kalitesinin bozulmasıdır.
Apne atakları sırasında, solunum durduğu için vücut oksijen alamaz ve bu durum, beynin vücudu uyararak kişiyi uyandırmasına neden olur. Bu uyanmalar genellikle çok kısa süreli olduğundan, kişi çoğunlukla bu uyanışların farkında olmaz. Ancak bu kısa uyanışlar, uyku döngüsünü kesintiye uğratarak derin ve dinlendirici uykunun elde edilmesini zorlaştırır. Sonuç olarak, uyku apnesi olan kişiler genellikle sabahları yorgun uyanır ve gün boyunca kendilerini bitkin hissederler.
Obstrüktif uyku apnesi, sadece uyku düzenini bozmakla kalmaz, aynı zamanda uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına da neden olabilir. Özellikle kontrolsüz hipertansiyon, kalp krizi, inme ve tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklar, uyku apnesi ile ilişkilendirilmiştir. Obstrüktif uyku apnesi aynı zamanda trafik kazaları, iş kazaları ve dikkat eksikliğine bağlı diğer riskleri artıran bir hastalıktır. Bu nedenle, obstrüktif uyku apnesi sadece uyku kalitesini değil, genel sağlığı ve yaşam kalitesini de doğrudan etkileyen bir sorun olarak ele alınmalıdır.
Obstrüktif Uyku Apnesi Belirtileri Nelerdir?
Obstrüktif Uyku Apnesi rahatsızlığı, uyku sırasında solunumun tekrarlayan bir şekilde durması ve başlaması ile karakterize edilen bir durumdur. Bu rahatsızlığın belirtileri çoğu zaman fark edilmeyebilir, ancak hem bireyin kendisi hem de yakınları için önemli ipuçları taşır. Obstrüktif uyku apnesi belirtileri genellikle şu şekilde sınıflandırılabilir:
1. Uyku Sırasında Gözlemlenen Belirtiler
- Gürültülü Horlama: Obstrüktif uyku apnesinin en yaygın belirtilerinden biri olan horlama, genellikle çok yüksek seslidir ve düzensiz aralıklarla şiddetlenebilir.
- Solunum Duraklamaları: Uyku sırasında nefesin kesilmesi, bu rahatsızlığın temel özelliğidir. Bu durum genellikle yakınlar tarafından fark edilir.
- Ani Nefes Alma Sesleri: Solunum duraklamasının ardından hastanın ani bir şekilde nefes alıp verme sesiyle uyanması.
2. Gündüzü Gözlemlenen Belirtiler
- Aşırı Uyku Hali: Görülen bu durum, bireyin yeterli uyku almadığı hissine kapılmasına neden olabilir ve gün boyu uyuklama ihtiyacı yaratabilir.
- Konsantrasyon Zorluğu: Uyku apnesi nedeniyle uyku kalitesinin düşmesi, zihinsel fonksiyonlarda azalmaya yol açabilir.
- Sabah Başağrıları: OUA’ya bağlı olarak kan oksijen seviyesinin düşmesi, sabah kalkıştan itibaren başağrılarına sebep olabilir.
3. Genel Belirtiler
- Ağız Kuruluğu: Uyku sırasında ağzı açık şekilde nefes alıp vermeye bağlı olarak sabah ağız kuruluğu hissi.
- Huzursuz Uyku: Sık sık uyanma, yatakta sürekli dönme veya uykuya dalmada zorlanma.
- Gece Terlemeleri: Obstrüktif uyku apnesi hastalarında gece terlemesi sıkça görülen belirtiler arasındadır.
4. Psikolojik Belirtiler
- Depresyon ve Anksiyete: Uyku apnesine bağlı olarak uykunun bölünmesi, ruh halinde dalgalanmalara ve şiddetli yorgunluğa yol açabilir.
- Hafıza Problemleri: Uyku kalitesinin azalması, uzun vadede unutkanlık ve hafıza sorunlarına neden olabilir.
Obstrüktif uyku apnesi belirtileri, rahatsızlığın ciddiyetine ve bireyin yaşı, kilosu gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu belirtiler fark edildiğinde, bir uyku uzmanına başvurmak ve gerekli testleri yaptırmak büyük önem taşır.
Obstrüktif Uyku Apnesi Nedenleri Nelerdir?
Obstrüktif Uyku Apnesi, özellikle uyku sırasında üretilen nefes alıp verme hareketlerinin kısmen ya da tamamen durmasıyla karakterize edilen bir hastalıktır. Bu durum genellikle üst solunum yollarının çökmesi ya da tıkanması nedeniyle meydana gelir. Obstrüktif uyku apnesi nedenlerini anlamak, hem risk altındaki bireylerin belirlenmesi hem de etkili tedavi planlaması için kritik önem taşır.
1. Anatomik Faktörler
OUA’nın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynayan temel nedenlerden biri, bireyin üst solunum yolu anatomisindeki farklılıklardır. Bu anatomik farklılıklar, hava yolunun daralması ya da tamamen tıkanması riskini artırabilir.
- Aşırı Büyümüş Tonsiller ve Adenoidler: Özellikle çocuklarda bu yapılar hava yolunu daraltabilir.
- Dar Üst Solunum Yolu: Doğuştan gelen veya yaşla birlikte gelişen dar bir üst solunum yolu, hava akışını kısıtlayabilir.
- Mikrognati ve Retrognati: Alt çene küçük ya da geride olduğu zaman dilin arka kısma doğru kayması ve solunum yolunu tıkaması olasıdır.
- Boyun Çevresi Kalınlığı: Boyun yağ dokusu hava yoluna baskı yaparak daralmalara neden olabilir.
2. Aşırı Kilolu ya da Obez Olma
Obezite, Obstrüktif uyku apnesi için önemli bir risk faktörüdür. Fazla yağ dokusu sadece boyun bölgesinde hava yolunu daraltmakla kalmaz, aynı zamanda karın ve göğüs bölgesindeki mekanik yükün artmasına da neden olur.
- Boyun Çevresindeki Yağlanma: Yağ dokusu üst solunum yollarına mekanik baskı yapar.
- Diyafram Baskılanması: Fazla kilolar, solunum kaslarının etkinliğini azaltarak solunumu zorlaştırabilir.
3. Kas Tonusunun Azalması
Uyku sırasında kas tonusu doğal olarak azalır; ancak bazı bireylerde bu azalma üst solunum yollarının çökmesine neden olacak kadar belirgin olabilir.
- Yaşlanma: Yaş ilerledikçe kas tonusu düşer ve bu durum hava yolu çökmelerine yol açabilir.
- Uykuya Bağlı Kas Gevşemesi: Derin uyku sırasında özellikle dil ve farenks kasları gevşeyerek hava yolunu daraltabilir.
4. Genetik ve Ailevi Faktörler
Obstrüktif uyku apnesinin genetik bir bileşeninin olduğu bilinmektedir. Ailede uyku apnesi geçmişi olan bireylerin risk altında olduğu gösterilmiştir. Bazı genetik faktörler hava yolunun anatomik yapısını ve kas tonusunu etkileyebilir.
5. Alkol ve Sedatif Kullanımı
Alkol ve sedatifler, kas tonusunu daha da azaltarak üst solunum yollarının tıkanmasına neden olabilir.
- Alkol Kullanımı: Uyku öncesi alkol alımı, özellikle farenks kaslarının gevşemesine neden olur.
- Sedatif ve Hipnotik Kullanım: Uyku ilacı kullanımı, solunum yollarındaki çökmeleri tetikleyebilir.
6. Sigara Kullanımı
Sigara, solunum yollarında inflamasyona ve şişliklere neden olarak hava yolunu daraltabilir.
- Mukoza Şişmesi: Sigara dumanı, üst solunum yolları mukozasını tahriş ederek daralmaya yol açabilir.
- Mukus Üretimi: Sigara, mukus üretimini artırır ve bu durum hava yolunda tıkanmalara neden olabilir.
7. Kronik Burun Tıkanıklığı
Burun tıkanıklığı, hava akışını zorlaştırır ve çoğu zaman özellikle ağzı açık uyuma gibi davranışlara neden olur. Bu durum, dilin arka kısma kaymasına ve hava yolunun tıkanmasına zemin hazırlayabilir.
8. Hormonal Düzensizlikler
Bazı hormonal bozukluklar, Obstrüktif uyku apnesi riskini artırabilir.
- Hipotiroidi: Dil büyüklüğü ve üst solunum yolu dokularında şişliklere neden olabilir.
- Akromegali: Yumuşak doku büyümeleri hava yolunu daraltabilir.
9. Gebelik
Gebelik, özellikle üçüncü trimesterde Obstrüktif uyku apnesi riskini artırabilir. Bu durumun nedeni hormonal değişiklikler ve kilo artışıyla ilişkili olabilir.
Obstrüktif uyku apnesi nedenleri genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bu faktörlerin belirlenmesi, bireysel tedavi yaklaşımlarının planlanması için kritik bir öneme sahiptir.
Obstrüktif Uyku Apnesi Tanısı Nasıl Konulur?
Obstrüktif Uyku Apnesi, solunum yolunun uyku sırasında tekrarlayan bir şekilde kısmen ya da tamamen tıkanması sonucu ortaya çıkan bir uyku bozukluğudur. Tanı koyma süreci, dikkatli bir klinik değerlendirme ve objektif testlerin bir kombinasyonunu gerektirir.
1. Anamnez ve Klinik Değerlendirme
Tanı koymada ilk adım, hasta ve gerekirse yakınlarından ayrıntılı bir anamnez almaktır. Sık görülen semptomlar şunlardır:
- Horlama
- Uykuda nefes durmaları (tanık olunmuş apne)
- Gündüz aşırı uyku hali (hipersomni)
- Sabah başağrıları
- Konsantrasyon bozukluğu ve unutkanlık
- Gıcık öksürük ve boğaz kuruluğu
Vücut kitle indeksi (VKİ), boyun çevresi ve kan basıncı gibi fiziksel özellikler de değerlendirilir. Şişmanlık ve hipertansiyon, Obstrüktif uyku apnesi riskini arttıran önemli faktörlerdendir.
2. Objektif Testler
- Polisomnografi (PSG): Polisomnografi, Obstrüktif uyku apnesi tanısında altın standart test olarak kabul edilir. Bir uyku laboratuvarında gerçekleştirilen bu testte, hastanın uyku sırasındaki solunum, oksijen satürasyonu, kalp hızı, beyin dalgaları ve kas aktivitesi kaydedilir. Apne-Hipopne İndeksi (AHİ) bu testin temel parametrelerinden biridir:
- AHİ < 5: Normal
- AHİ 5-15: Hafif Obstrüktif uyku apnesi
- AHİ 15-30: Orta Obstrüktif uyku apnesi
- AHİ > 30: İleri düzey Obstrüktif uyku apnesi
- Ev Tipi Uyku Testi (Home Sleep Apnea Testing – HSAT): Daha az kompleks ve taşınabilir bir alternatif olan bu test, seçili hasta gruplarında (ciddi komorbidite bulunmayan hastalar) kullanılabilir. Oksimetre, solunum eforu ve hava akımı ölçümünü içerir ancak PSG kadar kapsamılı değildir.
- Oksimetri: Gece boyunca oksijen satürasyonunun basit bir şekilde izlenmesi ile apneye bağlı oksijen desatürasyonları tespit edilebilir. Ancak, oksimetri tek başına kesin tanı için yetersizdir.
3. Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi
Obstrüktif uyku apnesi tanısında hastaın yaşı, cinsiyeti, genetik yatkınlık, sigara kullanımı, alkol tüketimi gibi önemli risk faktörleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, diğer uyku bozuklukları ve komorbiditelerin varlığı de sorgulanmalıdır.
4. Tanı Koyma Kriterleri
Obstrüktif uyku apnesi tanısı için, klinik semptomlar ile birlikte AHİ veya oksijen desatürasyon verilerinin uyumlu olması gereklidir. Aşağıdaki kriterlerden birinin varlığında tanı konur:
- AHİ ≥ 5 ve semptomatik hasta
- AHİ ≥ 15 semptomlara bakılmaksızın
Bu ayrıntılı yaklaşım, Obstrüktif uyku apnesi tanısının doğru ve zamanında konulmasını sağlayarak tedavi planlamasına olanak tanır.
Obstrüktif Uyku Apnesi Tedavisi, Obstrüktif Uyku Apnesi Nasıl Geçer?
Obstrüktif Uyku Apnesi tedavisinde hastalığın altta yatan nedenleri ve hastalığın şiddeti dikkate alınarak bireyselleştirilmiş bir yaklaşım gereklidir. Tedavi yöntemleri, yaşam tarzı değişikliklerinden cerrahi müdahalelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Aşağıda bu tedavi yöntemleri detaylı olarak açıklanmıştır.
1. Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Yaşam tarzı değişiklikleri, hafif ve orta dereceli OUA vakalarında ilk basamak tedavi olarak önerilmektedir. Şunlar bu kategoriye girer:
- Kilo Verme: Fazla kilo, boyun bölgesindeki yumuşak dokunun hacmini artırarak hava yolunu daraltabilir. Kilo kaybı, hava yolunun genişlemesine yardımcı olur ve semptomları hafifletebilir.
- Pozisyonel Tedavi: Bazı bireylerde, sırt üstü uyuma pozisyonu apnelerin artmasına neden olabilir. Yan yatma pozisyonunda uyumayı teşvik eden teknikler veya cihazlar bu duruma yardımcı olabilir.
- Alkol ve Sakinleştiricilerden Kaçınma: Alkol ve bazı ilaçlar boğaz kaslarını gevşetererek apneleri artırabilir. Bu maddelerden uzak durmak önemlidir.
2. Pozitif Hava Yolu Basıncı (PAP) Tedavisi
PAP tedavisi, orta ve ağır dereceli OUA vakalarında en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Bu tedavi, hava yollarını açık tutmak için pozitif basınç sağlayan cihazları kapsar:
- CPAP (Sürekli Pozitif Hava Yolu Basıncı): Uyku sırasında burun veya ağız üzerine takılan bir maske aracılığıyla sabit bir hava akışı sağlar. CPAP, Obstrüktif uyku apnesi tedavisinde altın standart olarak kabul edilir.
- BiPAP (Bilevel PAP): İki seviyeli hava basıncı sunar ve bazı hastalar için daha konforlu olabilir.
- APAP (Otomatik PAP): Hastanın ihtiyaçlarına göre otomatik olarak hava basıncı ayarlayabilir.
3. Ağız İçi Apareyler
Orta dereceli Obstrüktif uyku apnesi hastalarında veya PAP tedavisini tolere edemeyen bireylerde ağız içi apareyler etkili bir alternatif olabilir. Bu apareyler alt çeneyi ve dili öne doğru pozisyonlayarak hava yolunun açıklığını sağlar.
4. Cerrahi Tedavi
Cerrahi müdahaleler, anatomik darlıkların giderilmesi veya hava yolunun genişletilmesi amacıyla uygulanabilir. Obstrüktif uyku apnesi ameliyatında cerrahi tedavi yöntemleri şunları kapsar:
- Uvulopalatofarengoplasti (UPPP): Yumuşak damağın ve uvulanın kısmen veya tamamen çıkarılması.
- Geniohyoid ve Dil Kökü Ameliyatları: Dil ve dil kökü bölgesindeki darlıkları azaltmak için uygulanabilir.
- Maksillomandibular İlerletme (MMA): Alt ve üst çene kemiklerinin öne doğru hareket ettirilmesiyle hava yolu genişletilir.
- Trakeotomi: Ağır vakalarda son çare olarak nefes almayı sağlamak üzere boyundan doğrudan bir hava yolu açılması.
5. Sinir Stimülasyon Tedavisi
Hipoglossal sinir stimülasyonu, PAP tedavisine alternatif olarak geliştirilmiş bir yöntemdir. Bu tedavi yönteminde bir cihaz cerrahi olarak yerleştirilir ve uyku sırasında dil kaslarının fonksiyonunu desteklemek için sinirleri stimüle eder.
6. Diğer Tedavi Yaklaşımları
- Farmakolojik Tedavi: Obstrüktif uyku apnesi için özel olarak onaylanmış bir ilaç bulunmamakla birlikte, bazı durumlarda semptomları azaltmak amacıyla destekleyici ilaçlar kullanılabilir.
- Psikolojik Destek ve Uyku Terapisi: Uyku hijyenini geliştirmek ve PAP cihazı kullanım uyumunu artırmak için psikolojik destek sağlanabilir.
Her bireyin ihtiyacı farklı olabileceği için, tedavi planı uzman bir hekim tarafından ayrıntılı bir değerlendirme sonucu belirlenmelidir.
Sonuç
Obstrüktif uyku apnesi, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir hastalıktır. Tanısı genellikle polisomnografi gibi ileri testlerle konur ve tedavisi hastalığın ciddiyetine göre değişiklik gösterir. CPAP cihazı, ağız içi aparatlar ve cerrahi tedaviler gibi seçeneklerle hastaların uyku kalitesi artırılabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri de uyku apnesinin yönetiminde önemli bir rol oynar. OSA’nın, sadece uyku kalitesini değil, genel sağlık durumunu da etkileyen bir rahatsızlık olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde bir uzmana başvurmak ve gerekli önlemleri almak büyük önem taşır.
Referanslar:
- Obstrüktif Uyku Apnesi: 4 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi
- Young, T., Palta, M., Dempsey, J., Skatrud, J., Weber, S., & Badr, S. (1993). The occurrence of sleep-disordered breathing among middle-aged adults. New England Journal of Medicine, 328(17), 1230-1235.
- Peppard, P. E., Young, T., Barnet, J. H., Palta, M., Hagen, E. W., & Hla, K. M. (2013). Increased prevalence of sleep-disordered breathing in adults. American Journal of Epidemiology, 177(9), 1006-1014.
- Malhotra, A., & White, D. P. (2002). Obstructive sleep apnoea. The Lancet, 360(9328), 237-245.
- Jordan, A. S., McSharry, D. G., & Malhotra, A. (2014). Adult obstructive sleep apnoea. The Lancet, 383(9918), 736-747.
- Marin, J. M., Carrizo, S. J., Vicente, E., & Agusti, A. G. N. (2005). Long-term cardiovascular outcomes in men with obstructive sleep apnoea–hypopnoea with or without treatment with continuous positive airway pressure: an observational study. The Lancet, 365(9464), 1046-1053.
- Gami, A. S., Pressman, G., Caples, S. M., Kanagala, R., Gard, J. J., Davison, D. E., & Somers, V. K. (2004). Association of atrial fibrillation and obstructive sleep apnea. Circulation, 110(4), 364-367.
- Punjabi, N. M. (2008). The epidemiology of adult obstructive sleep apnea. Proceedings of the American Thoracic Society, 5(2), 136-143.
- Lévy, P., Kohler, M., McNicholas, W. T., Barbé, F., McEvoy, R. D., Somers, V. K., … & Malhotra, A. (2015). Obstructive sleep apnoea syndrome. Nature Reviews Disease Primers, 1(1), 1-20.
- Malhotra, A., Huang, Y., Fogel, R. B., Pillar, G., Edwards, J. K., & White, D. P. (2006). The male predisposition to pharyngeal collapse: importance of airway length. American Journal of Respiratory and Critical Care Medicine, 174(5), 534-539.
- Eckert, D. J., White, D. P., Jordan, A. S., Malhotra, A., & Wellman, A. (2013). Defining phenotypic causes of obstructive sleep apnea. American Journal of Respiratory and Critical Care Medicine, 188(8), 996-1004.
- Heinzer, R., Vat, S., Marques-Vidal, P., Marti-Soler, H., Andries, D., Tobback, N., … & Haba-Rubio, J. (2015). Prevalence of sleep-disordered breathing in the general population: the HypnoLaus study. The Lancet Respiratory Medicine, 3(4), 310-318.
- Kapur, V. K., Auckley, D. H., Chowdhuri, S., Kuhlmann, D. C., Mehra, R., Ramar, K., & Harrod, C. G. (2017). Clinical practice guideline for diagnostic testing for adult obstructive sleep apnea. Journal of Clinical Sleep Medicine, 13(3), 479-504.
- Benjafield, A. V., Ayas, N. T., Eastwood, P. R., Heinzer, R., Ip, M. S., Morrell, M. J., … & Malhotra, A. (2019). Estimation of the global prevalence and burden of obstructive sleep apnoea: a literature-based analysis. The Lancet Respiratory Medicine, 7(8), 687-698.
- Eckert, D. J. (2018). Phenotypic approaches to obstructive sleep apnoea–new pathways for targeted therapy. Sleep Medicine Reviews, 37, 45-59.
- Lim, D. C., & Pack, A. I. (2017). Obstructive sleep apnea and cognitive impairment: addressing the blood-brain barrier. Sleep Medicine Reviews, 33, 74-84.
- Fogel, R. B., Malhotra, A., Pillar, G., Edwards, J. K., Beauregard, J., Shea, S. A., & White, D. P. (2001). Genioglossal activation in patients with obstructive sleep apnea versus control subjects. American Journal of Respiratory and Critical Care Medicine, 164(11), 2025-2030.
- Redline, S., Yenokyan, G., Gottlieb, D. J., Shahar, E., O’Connor, G. T., Resnick, H. E., … & Punjabi, N. M. (2010). Obstructive sleep apnea–hypopnea and incident stroke. American Journal of Respiratory and Critical Care Medicine, 182(2), 269-277.
- Iber, C., Ancoli-Israel, S., Chesson Jr, A. L., & Quan, S. F. (2007). The AASM manual for the scoring of sleep and associated events. American Academy of Sleep Medicine.
- Bassetti, C. L., & Aldrich, M. S. (1999). Sleep apnea in acute cerebrovascular diseases: final report on 128 patients. Sleep, 22(2), 217-223.
- Lisan, Q., van Sloten, T. T., Houben, A. J., Henry, R. M., Schram, M. T., Sep, S. J., … & Stehouwer, C. D. (2019). Sleep apnea, metabolic dysfunction, and hypertension: a pathophysiological perspective. Physiological Reviews, 99(4), 2279-2300.
- Franklin, K. A., & Lindberg, E. (2015). Obstructive sleep apnoea is a common disorder in the population—a review on the epidemiology of sleep apnoea. Journal of Thoracic Disease, 7(8), 1311.
- Gottlieb, D. J., Yenokyan, G., Newman, A. B., O’Connor, G. T., Punjabi, N. M., Quan, S. F., … & Redline, S. (2010). Prospective study of obstructive sleep apnea and incident coronary heart disease and heart failure: the Sleep Heart Health Study. Circulation, 122(4), 352-360.
- Kapur, V. K., Resnick, H. E., & Gottlieb, D. J. (2008). Sleep disordered breathing and hypertension: pathophysiologic and epidemiologic mechanisms. Hypertension, 51(3), 605-608.
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/