Varis Tedavisi, Varis Nedir? 8 Belirtisi Ve Nedenleri Nelerdir?

100 / 100

Varis, toplardamarların genişleyerek belirgin hale gelmesi ve şişmesi durumudur. Genellikle bacaklarda görülür ve estetik açıdan rahatsızlık vermesinin yanı sıra, ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilir. Bu durum, toplardamarlardaki kapakçıkların işlevini tam olarak yerine getirememesi sonucunda oluşur. Sağlıklı toplardamarlar, kanın yerçekimine karşı kalbe doğru ilerlemesini sağlarken, varisli damarlarda bu süreç bozulur. Kan geri kaçarak damar içinde birikir ve zamanla damarların şişmesine neden olur. Variköz venler, sadece kozmetik bir sorun olmanın ötesinde, uzun süre ayakta duran bireyler için bir risk faktörü oluşturarak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir.

Varis Tedavisi, Varis Nedir? 8 Belirtisi Ve Nedenleri Nelerdir?

Bu sorun, kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür ve genellikle 30 yaş sonrasında ortaya çıkar. Bununla birlikte, her yaştan bireyde görülebilir ve genetik yatkınlık bu hastalığın oluşumunda önemli bir faktördür. Ailede öyküsü bulunan bireylerde hastalığın görülme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca, obezite, uzun süre ayakta durmayı gerektiren meslekler, hamilelik ve hormon tedavileri gibi etkenler de varis oluşumuna katkıda bulunur. Özellikle hamilelik döneminde artan kan hacmi ve hormonal değişiklikler, kadınlarda hastalığın gelişimini hızlandırabilir.

Varis belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. En yaygın belirtiler arasında bacaklarda ağrı, ağırlık hissi, şişlik, yanma ve kaşıntı yer alır. Ayrıca, varisli bölgelerde cilt yüzeyinde koyu mor ya da mavi renkte kıvrımlı damarlar belirgin hale gelir. Bu belirtiler genellikle uzun süre ayakta kalma veya oturma sonrasında daha da şiddetlenir. Hastalığın ilerleyen aşamalarında ise ciltte renk değişiklikleri, ülser ve kanamalar gibi daha ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Sorun tedavi edilmediğinde bu belirtiler giderek kötüleşebilir ve kronik venöz yetmezlik gibi daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Varis tedavisinde, hastalığın şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna göre farklı yöntemler kullanılır. Tedavi seçenekleri, yaşam tarzı değişikliklerinden cerrahi müdahalelere kadar geniş bir yelpazeye yayılır. Hafif vakalarda genellikle konservatif tedavi yöntemleri tercih edilir. Bunlar arasında basınçlı çoraplar kullanmak, düzenli egzersiz yapmak, kilo kontrolü ve uzun süre ayakta durmaktan kaçınmak yer alır. Ancak daha ileri vakalarda skleroterapi, lazer tedavisi, radyofrekans ablasyonu ve cerrahi müdahaleler gibi daha invaziv yöntemler uygulanabilir. Bu makalede, varis nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemlerine dair detaylı bilgi bulacaksınız.

Varis Tedavisi, Varis Nedir? 8 Belirtisi Ve Nedenleri Nelerdir?

Varis Nedir?

Varis, genellikle bacaklarda görülen, yüzeye yakın toplardamarların genişlemesi, şişmesi ve kıvrımlı bir görünüm almasıyla karakterize edilen yaygın bir damar rahatsızlığıdır. Bu durum, damar içindeki kanın kalbe geri taşınmasında zorluk yaşanması sonucu ortaya çıkar. Kan dolaşımını sağlayan toplardamarlardaki kapakçıkların işlevini tam yerine getirememesi, kanın geri kaçmasına ve damarların genişlemesine neden olur. Estetik bir problem olmanın ötesinde, zamanla ağrı, ağırlık hissi, şişlik, kramplar gibi belirtilere yol açabilir ve tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Genetik yatkınlık, uzun süre ayakta kalmayı gerektiren işler, hareketsiz yaşam tarzı ve hormonal değişiklikler gibi pek çok faktör varis oluşumunda etkili rol oynar. Bu nedenle, hem yaşam kalitesini düşürebilen hem de sağlık açısından dikkatle ele alınması gereken bir durumdur.

Varis Nedenleri Nelerdir? Varis Neden Olur?

Toplardamarların genişlemesi ve yüzeye yakın bir şekilde belirginleşmesiyle ortaya çıkan yaygın bir sağlık sorunudur. Bu durumun oluşumunda birçok faktör rol oynamaktadır. Varis nedenleri genetik yatkınlık, yaşam tarzı, mesleki faktörler ve sağlık koşulları gibi çok yönlü etkenlerden kaynaklanabilir.

1. Genetik Yatkınlık

  • Ailede varis öyküsü bulunan bireylerde risk daha yüksektir. Bu, toplardamar duvarlarının yapısal zayıflığı veya kapakçık fonksiyonlarının genetik olarak bozuk olmasıyla ilişkilidir.
  • Genetik faktörler, toplardamarların elastikiyetinin azalmasına ve kanın geri kaçışını önleyen kapakçıkların yetersiz çalışmasına neden olabilir.

2. Cinsiyet

  • Kadınlarda görülme oranı erkeklere göre daha yüksektir. Bunun başlıca nedeni hormonal değişikliklerdir.
  • Hamilelik, doğum kontrol hapları kullanımı ve menopoz dönemindeki hormonal dalgalanmalar, toplardamarların genişlemesine ve kapakçıkların işlevinin bozulmasına yol açabilir.

3. Hareketsiz Yaşam Tarzı

  • Uzun süre ayakta durmayı veya oturmayı gerektiren yaşam tarzı, bacaklardaki toplardamarlarda basıncın artmasına neden olabilir.
  • Fiziksel aktivite eksikliği, kasların pompalama etkisinin azalmasına ve kan dolaşımının yavaşlamasına yol açar. Bu durum, özellikle modern şehir yaşamında sık karşılaşılan bir risk faktörüdür.

4. Mesleki Faktörler

  • Uzun saatler boyunca ayakta duran veya oturarak çalışan meslek gruplarında (örneğin öğretmenler, kuaförler, garsonlar, ofis çalışanları) varis gelişme riski yüksektir.
  • Bu durum, bacaklardaki kan dolaşımının bozulmasına ve toplardamar basıncının artmasına neden olur.

5. Yaş

  • İlerleyen yaş, toplardamarların elastikiyetini kaybetmesine ve kapakçıkların zayıflamasına yol açabilir.
  • Yaşla birlikte kanın kalbe geri pompalanmasını sağlayan mekanizmalar zayıflar, bu da hastalığın oluşumuna zemin hazırlar.

6. Hamilelik

  • Hamilelik sırasında artan kan hacmi, hormon seviyeleri ve rahmin büyümesi toplardamarlardaki basıncı artırabilir.
  • Gebelik sırasında vücuttaki hormonal değişiklikler damarların genişlemesine yol açar. Ayrıca, rahmin büyümesiyle bacaklardan kalbe dönen kan akışı zorlaşır.

7. Obezite

  • Fazla kilo, bacaklardaki toplardamarlar üzerinde ekstra basınca neden olur.
  • Obezite, dolaşım sistemine aşırı yük bindirerek varis gelişimini hızlandırabilir.

8. Dolaşım Problemleri

  • Derin ven trombozu gibi dolaşım sistemini etkileyen hastalıklar, toplardamar kapakçıklarının tahribatına yol açabilir.
  • Kanın damarlarda birikmesine neden olan bu tür durumlar, ana nedenlerden biridir.

9. Sigara Kullanımı

  • Sigara, damarların yapısını bozarak kan dolaşımını olumsuz etkiler.
  • Toplardamarların esnekliğini azaltır ve kanın kalbe dönmesini zorlaştırır.

10. Aşırı Sıcaklık ve Sauna Kullanımı

  • Uzun süre aşırı sıcak ortamlarda bulunmak, toplardamarların genişlemesine neden olabilir.
  • Bu durum, özellikle sauna ve sıcak banyo alışkanlığı olan bireylerde risk faktörü oluşturabilir.

11. Kabızlık

  • Kronik kabızlık, tuvalet sırasında artan karın içi basıncı nedeniyle toplardamarlar üzerinde stres oluşturabilir.
  • Bu basınç, özellikle alt vücut bölgesindeki damarların genişlemesine ve varis gelişimine neden olabilir.

12. Yanlış Ayakkabı ve Giysi Tercihleri

  • Topuklu ayakkabı veya dar giysiler, bacaklardaki kan dolaşımını olumsuz etkileyebilir.
  • Özellikle sıkı pantolonlar veya korse kullanımı, kanın damarlarda birikmesine yol açarak varis riskini artırabilir.

Hastalık, birçok farklı faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir. Önleyici tedbirler almak ve risk faktörlerini en aza indirmek, bu sorunun ilerlemesini engellemek için önemlidir.

Varis Belirtileri Nelerdir?

Bu durum, genellikle bacaklarda belirgin fiziksel değişiklikler ve rahatsızlıklarla kendini gösterir. Varis belirtileri kişiden kişiye değişebilse de, en yaygın belirtiler şu şekilde detaylandırılabilir:

1. Görsel Değişiklikler

En belirgin belirti, cilt yüzeyinde görülen damarların belirginleşmesi ve renk değiştirmesidir.

  • Mor veya Mavi Damarlar: Cilt yüzeyinde kıvrımlı, koyu mor ya da mavi renkte damarların görünmesi.
  • Örümcek Damarlar: Daha ince ve ağ şeklinde görülen damar kümeleri.
  • Şişmiş Damarlar: Damarların cilt yüzeyinden kabarık bir şekilde hissedilmesi.

2. Ağrı ve Rahatsızlık

Varisli damarlar genellikle bacaklarda rahatsızlığa neden olur.

  • Ağrı: Özellikle uzun süre ayakta durma veya oturma sonrasında artan, zonklayıcı ya da sızlayıcı ağrı.
  • Bacaklarda Ağırlık Hissi: Gün sonunda bacaklarda doluluk veya ağırlık hissi yaşanabilir.
  • Huzursuzluk: Varisli bacaklarda sıkça huzursuzluk hissi ve sürekli pozisyon değiştirme ihtiyacı.

3. Şişlik

  • Bacak ve Ayak Bileği Şişliği: Gün boyunca bacaklarda sıvı birikmesi nedeniyle şişlik görülebilir. Bu şişlik özellikle ayak bileklerinde yoğunlaşabilir.

4. Kaşıntı ve Cilt Değişiklikleri

  • Kaşıntı: Varisli damarların çevresindeki ciltte tahriş ve kaşıntı olabilir.
  • Cilt Renk Değişiklikleri: Uzun süre tedavi edilmeyen vakalarda ciltte kahverengimsi ya da koyu lekeler oluşabilir.
  • Yara Oluşumu: İleri düzey varislerde ciltte açık yaralar (varis ülserleri) gelişebilir.

5. Gece Krampları

  • Kasılmalar: Varisli damarlar, bacaklarda gece uykusunu bölebilecek kadar şiddetli kramplara neden olabilir.

6. Isı ve Yanma Hissi

  • Bacaklarda Sıcaklık Artışı: Varisli bölge çevresinde yanma veya sıcaklık hissi görülebilir. Bu his, damarlardaki kan akışının bozulmasından kaynaklanır.

7. Yorgunluk

Varisli bacaklarda, gün içinde artan bir yorgunluk hissi yaşanabilir. Bu durum, bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir.

8. Kötüleşen Belirtiler

Belirtiler genellikle ilerleyici bir yapıya sahiptir.

  • Günün Sonuna Doğru Şiddetlenme: Özellikle uzun süre ayakta durulan ya da oturulan günlerde belirtiler daha belirgin hale gelir.
  • Fiziksel Aktivite ile Hafifleme: Hafif egzersiz ya da bacakları yukarı kaldırmak belirtileri geçici olarak hafifletebilir.

Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?

Eğer aşağıdaki durumlar görülüyorsa, bir uzmana başvurulması önemlidir:

  • Varisli bölgede ani ve şiddetli ağrı oluşması.
  • Bacaklarda ciddi şişlik ve kızarıklık görülmesi.
  • Açık yaraların iyileşmemesi.
  • Belirtilerin yaşam kalitesini belirgin şekilde düşürmesi.

Bu belirtiler, hastalığın erken dönemde tespit edilip tedavi edilmesine olanak tanır. Tedavi edilmediğinde, varisler ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle belirtiler göz ardı edilmemelidir.

Varis Tanısı Nasıl Konulur?

Varis tanısı, hastanın şikayetlerinin değerlendirilmesi, fiziksel muayene ve gerektiğinde ileri görüntüleme yöntemleri ile konulur. Belirtiler genellikle görsel ve fiziksel olarak belirgindir, ancak doğru bir tanı ve tedavi planı için detaylı bir değerlendirme şarttır. İşte varis tanısında izlenen adımlar:

1. Hastanın Şikayetlerinin Dinlenmesi

  • Doktor, hastanın yaşadığı belirtileri ve şikayetleri ayrıntılı bir şekilde dinler. Hastalarda en sık görülen şikayetler arasında:
    • Bacaklarda ağrı, ağırlık hissi ve şişlik
    • Özellikle akşam saatlerinde artan yorgunluk
    • Görünür damar genişlemeleri ve morarma
    • Gece krampları ve kaşıntı
  • Bu şikayetlerin ne zaman başladığı, şiddetinin nasıl değiştiği ve hastanın günlük yaşamını nasıl etkilediği de değerlendirilir.

2. Aile Öyküsü

  • Hastalığın genetik bir yönü olduğundan, ailede varis hastalığı öyküsü olup olmadığı sorulur. Ailedeki diğer bireylerin varis, kronik venöz yetmezlik ya da diğer damar hastalıkları hikayesi dikkate alınır.

3. Fiziksel Muayene

  • Doktor, hastanın bacaklarını dikkatlice inceler. Hastanın ayakta durduğu ve uzandığı pozisyonlarda damarlar kontrol edilir.
  • Şu durumlar gözlemlenir:
    • Genişlemiş ve yüzeyden belirgin hale gelen damarlar
    • Ciltte renk değişiklikleri, özellikle kahverengi veya mavi renk tonları
    • Deride incelme, yara oluşumu ya da ülser belirtileri
  • Muayene sırasında, damarların dolgunluğu ve belirginliği elle hissedilerek değerlendirilir.

4. Doppler Ultrasonografi

  • Tanıda en yaygın kullanılan görüntüleme yöntemidir. Doppler ultrasonografi, damarların iç yapısını ve kan akışını değerlendirmek için kullanılır.
  • Bu yöntemle:
    • Kanın akış yönü, hızı ve damardaki olası geri kaçışlar (reflü) tespit edilir.
    • Derin ven trombozu gibi başka damar sorunlarının varlığı incelenir.
  • Tamamen ağrısız ve zararsız bir yöntemdir.

5. Venöz Haritalama

  • İleri düzey vakalarda veya cerrahi tedavi planlanan hastalarda, damarların detaylı bir haritasını çıkarmak için venöz haritalama yapılabilir.
  • Bu işlem, tedavi planlamasına rehberlik eder ve hangi damarların tedavi edileceği netleştirilir.

6. Laboratuvar Testleri (Nadir Durumlarda)

  • Genellikle tanıda gerek duyulmasa da, bazı özel durumlarda kan pıhtılaşma faktörlerini değerlendirmek veya diğer sistemik hastalıkları ekarte etmek için laboratuvar testleri istenebilir.

7. Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi

  • Hastanın yaşam tarzı, mesleği ve genel sağlık durumu da tanıda önemli bir rol oynar. Uzun süre ayakta durmayı gerektiren işler, hareketsizlik, obezite gibi faktörler değerlendirilir.

8. Diğer Görüntüleme Teknikleri (Gerekirse)

  • Doppler ultrason yeterli olmadığı durumlarda, venografi gibi daha ileri teknikler kullanılabilir. Bu yöntem, özellikle karmaşık vakalarda tercih edilir.
  • Venografi sırasında, damar içine kontrast madde enjekte edilerek damarların detaylı görüntüsü alınır.

9. Variste Klinik Skorlama Sistemleri (Varisin Dereceleri)

  • Varis hastalığının şiddetini belirlemek ve tedaviye yön vermek için CEAP sınıflaması gibi uluslararası geçerliliği olan variste klinik skorlama sistemleri kullanılabilir:
    • C (Clinical): Klinik belirtiler (örneğin cilt değişiklikleri, ülser varlığı)
    • E (Etiology): Hastalığın nedeni (örneğin genetik, travmatik)
    • A (Anatomy): Hangi damarların etkilendiği (yüzeyel, derin ya da perforan venler)
    • P (Pathophysiology): Venöz yetmezliğin tipi (reflü, obstrüksiyon)

10. Ayırıcı Tanı

  • Varisle benzer belirtiler gösteren diğer hastalıklar, örneğin derin ven trombozu veya lenfödem gibi durumlar da dikkate alınarak tanı netleştirilir.

Hastalığın tanısı, hastanın bireysel durumu ve hastalığın şiddetine göre multidisipliner bir yaklaşımla konulur. Doğru tanı, uygun tedavi planının temelini oluşturur ve hastanın yaşam kalitesini artırmada kritik bir rol oynar. Bu nedenle, uzman bir hekime başvurmak ve gerekli tanı süreçlerini tamamlamak önemlidir.

Varis Tedavisi, Varis Nedir? 8 Belirtisi Ve Nedenleri Nelerdir?

Varis Tedavisi Nasıl Yapılır? Varis Nasıl Geçer?

Varis tedavisinde kullanılan yöntemler, hastalığın şiddetine ve bireyin genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Tedavi seçenekleri genellikle konservatif yöntemlerden invaziv cerrahi müdahalelere kadar geniş bir yelpazeye yayılır.

Konservatif Tedavi Yöntemleri

  • Basınçlı Çoraplar: Tedavide ilk adım genellikle basınçlı çoraplar kullanmaktır. Bu çoraplar, bacaklardaki kan akışını iyileştirir ve damarlardaki basıncı azaltır. Günlük hayatta basınçlı çoraplar giymek, özellikle hafif vakalarda etkili olabilir.
  • Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite, bacaklardaki kan dolaşımını artırır ve lezyonların ilerlemesini yavaşlatabilir. Özellikle yürüyüş ve bisiklet gibi düşük etkili egzersizler, damar sağlığı için faydalıdır.
  • Kilo Kontrolü: Fazla kilolar, bacaklardaki damarlara ek basınç yapar. Bu nedenle kilo kontrolü, varis oluşumunu önlemek veya tedavi etmek için önemlidir.
  • Ayakların Yükseltilmesi: Gün içinde ayakları yukarı kaldırarak bacaklardaki kan akışını iyileştirmek, semptomları hafifletebilir.

İnvaziv Tedavi Yöntemleri

Daha ileri vakalarda invaziv yöntemler tercih edilir. Bu yöntemler genellikle cerrahi veya minimal invaziv teknikler olarak ikiye ayrılır.

  • Skleroterapi: Bu tedavi yönteminde, varisli damarlara özel bir solüsyon enjekte edilir. Bu solüsyon, damarın kapanmasına ve zamanla kaybolmasına neden olur. Skleroterapi genellikle küçük ve orta büyüklükteki varisler için kullanılır.
  • Lazer Tedavisi: Lazer ışınları, varisli damarların kapanmasına ve yok olmasına yardımcı olur. Lazer tedavisi, minimal invaziv bir yöntem olarak tercih edilir ve özellikle yüzeysel varislerde etkilidir.
  • Radyofrekans Ablasyonu: Bu yöntemde, damar içine ince bir kateter yerleştirilir ve radyofrekans dalgaları kullanılarak damarın kapatılması sağlanır. Radyofrekans ablasyonu, büyük varisli damarlarda oldukça etkili bir tedavi yöntemidir.
  • Cerrahi Müdahale (Stripping, Varis Ameliyatı): Çok büyük ve ciddi vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Stripping adı verilen bu operasyonda, varisli damarlar tamamen çıkarılır.

Tedavi yönteminin seçimi, varisin şiddetine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Hafif vakalarda yaşam tarzı değişiklikleri ve basınçlı çoraplar yeterli olabilirken, ileri vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir.

Varis Tedavisi Sonrası İyileşme Süreci

Tedavi sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir. Cerrahi müdahale gerektiren durumlarda, iyileşme süreci daha uzun olabilir. Ancak minimal invaziv tedavi yöntemleri genellikle hızlı bir iyileşme sağlar.

Tedavi sonrası dikkat etmeniz gerekenler:

  • Doktorunuzun tavsiyelerini dikkatle takip edin.
  • İlaçlarınızı düzenli olarak kullanın.
  • Egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerine devam edin.
  • İyileşme süreciniz boyunca varisli bacaklarınızı desteklemeye devam edin.

Unutmayın ki tedavi bir süreç gerektirir ve sabır ister. Ancak uygun tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile semptomların hafiflediğini görmek mümkündür.

Varisten Korunma Yolları

Varis oluşumunu tamamen önlemek mümkün olmasa da, bazı önlemler almak riskleri azaltabilir.

İşte korunmak için dikkat edilmesi gerekenler:

  • Düzenli Egzersiz: Kan dolaşımını iyileştirmek için düzenli olarak yürüyüş, yüzme veya bisiklet gibi egzersizler yapılmalıdır.
  • Kilo Kontrolü: Fazla kilolar, bacaklardaki damarlara ek yük bindirir ve riski artırır. Sağlıklı bir kiloda kalmak, riski azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Uzun Süre Ayakta Durmaktan Kaçınma: Uzun süre ayakta durmayı veya oturmayı gerektiren aktivitelerde bulunmaktan kaçınılmalıdır. Zorunlu durumlarda bacakları hareket ettirmek kan dolaşımını iyileştirebilir.
  • Beslenmeye Dikkat Etme: Lif açısından zengin bir beslenme düzeni, damar sağlığını korumada önemli bir rol oynar. Ayrıca, fazla tuz tüketiminden kaçınmak şişliği önleyebilir.

Varis riski bulunan bireyler bu önlemleri alarak hastalığın ortaya çıkmasını veya ilerlemesini engelleyebilir.

Sonuç

Bu makale, hastalığın hem tıbbi hem de sosyal yönlerini ele alarak hastalığın etkilerine dair kapsamlı bir bakış açısı sunmuştur. Özellikle, hasta bireylerin yaşam kalitesini nasıl olumsuz etkilediği, erken tanının ve tedavinin öneminin altı çizilmiştir. Sorunun, genetik faktörlerden yaşam tarzı alışkanlıklarına kadar çeşitli nedenlerle ortaya çıkabileceği ve hastalığın ilerlemesinin önlenmesinde koruyucu önlemlerin kritik rol oynadığı vurgulanmıştır. Bu bağlamda, makale, modern tedavi yöntemlerinin etkinliği ve hasta uyumunun tedavi sürecine etkilerini de değerlendirmiştir.

Elde edilen bulgular, hastalığın sadece estetik bir problem değil, aynı zamanda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek sistemik bir durum olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, bireylerin bilinçlendirilmesi ve düzenli sağlık kontrollerinin teşvik edilmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle uzun süre ayakta kalan ya da oturan bireyler için ergonomik düzenlemelerin yapılması, sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi ve gerekli durumlarda medikal destek alınması önerilmektedir. Ayrıca, sağlık politikalarının geliştirilerek varis tedavisinin erişilebilirliğinin artırılması, hastalıkla mücadelede toplumsal düzeyde olumlu etkiler yaratabilir.

Varis hastalığı ile ilgili mevcut bilgi birikimi değerli olmakla birlikte, özellikle genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve hastalığın önlenmesine yönelik yenilikçi yaklaşımlar konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Özellikle, düşük maliyetli ve kolay uygulanabilir tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi, sağlık sistemine olan yükü hafifletebilir. Bunun yanı sıra, bireylerin farkındalığını artırmak için toplum temelli sağlık programlarının uygulanması, hastalık yönetiminde etkili bir strateji olabilir. Gelecekteki çalışmalar, varis hastalığının bireysel ve toplumsal yükünü azaltmak için yeni perspektifler sunabilir ve hastalığın daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Referanslar:

  1. Varis Tedavisi, Varis Nedir? 8 Belirtisi Ve Nedenleri Nelerdir?
  2. Bergan JJ, Schmid-Schönbein GW, Coleridge Smith PD, Nicolaides AN, Boisseau MR, Eklof B. Chronic venous disease. The New England Journal of Medicine. 2006.
  3. Rabe E, Pannier F. Clinical, aetiological, anatomical, and pathological classification (CEAP): gold standard and limits. Phlebology. 2012.
  4. Eklof B, Rutherford RB, Bergan JJ, et al. Revision of the CEAP classification for chronic venous disorders: consensus statement. Journal of Vascular Surgery. 2004.
  5. Padberg FT, Cerveira JJ, Pappas PJ, et al. Hemodynamic and clinical improvement after superficial vein ablation in primary combined venous insufficiency. Journal of Vascular Surgery. 1996.
  6. Nicolaides AN. Investigation of chronic venous insufficiency: a consensus statement. Circulation. 2000.
  7. Hamdan A. Management of varicose veins and venous insufficiency. Journal of the American Medical Association. 2009.
  8. Bradbury A, Evans CJ, Allan P, Lee AJ, Ruckley CV, Fowkes FGR. The relationship between lower limb symptoms and superficial and deep venous reflux on duplex ultrasonography: the Edinburgh Vein Study. Journal of Vascular Surgery. 2000.
  9. Gloviczki P, Comerota AJ, Dalsing MC, Eklof BG, Gillespie DL, et al. The care of patients with varicose veins and associated chronic venous diseases: clinical practice guidelines of the Society for Vascular Surgery and the American Venous Forum. Journal of Vascular Surgery. 2011.
  10. Vasquez MA, Rabe E, McLafferty RB, Shortell CK, Marston WA, Gillespie DL. Revision of the venous clinical severity score: venous outcomes consensus statement. Journal of Vascular Surgery. 2010.
  11. Tisi PV, Beverley C. Injection sclerotherapy for varicose veins. The Cochrane Database of Systematic Reviews. 2003.
  12. O’Donnell TF, Iafrati MD. The endovascular management of varicose veins. Journal of Endovascular Therapy. 2005.
  13. Pannier F, Rabe E. Saphenous vein-sparing treatment of varicose veins. Der Hautarzt. 2005.
  14. Coleridge Smith PD. The causes of venous ulceration. Journal of Vascular Surgery. 1991.
  15. Gillet JL, Perrin MR, Allaert FA. Clinical presentation and venous reflux in the popliteal fossa. Journal of Vascular Surgery. 2002.
  16. Neglén P, Hollis KC, Olivier J, Raju S. Stenting of the venous outflow in chronic venous disease: long-term stent-related outcome, clinical, and hemodynamic result. Journal of Vascular Surgery. 2007.
  17. Callam MJ. Epidemiology of varicose veins. British Journal of Surgery. 1994.
  18. Perrin M, Dedieu F, Gillot C. Comparative study of three methods for treating varicose veins. Journal of Vascular Surgery. 1995.
  19. Katsamouris AN, Nicolaides AN, Le Quesne LP. Changes in venous function after vein excision for varicose veins. Journal of Vascular Surgery. 1989
  20. Criqui MH, Jamosmos M, Fronek A, Denenberg JO, Langer RD, Bergan J, Golomb BA. Chronic venous disease in an ethnically diverse population: the San Diego Population Study. Journal of Vascular Surgery. 2003.
  21. Evans CJ, Fowkes FG, Ruckley CV, Lee AJ. Prevalence of varicose veins and chronic venous insufficiency in men and women in the general population: Edinburgh Vein Study. Journal of Epidemiology & Community Health. 1999.
  22. Labropoulos N, Tassiopoulos AK, Bhatti A, Leon L, Borge M, Kang SS. Development of reflux in the perforator veins in limbs with primary venous disease. Journal of Vascular Surgery. 2006.
  23. Meissner MH, Gloviczki P, Bergan J, Kistner RL, Morrison N, Pannier-Fischer F, Ruckley CV, Rutherford RB. Primary chronic venous disorders. Journal of Vascular Surgery. 2007.
  24. Caggiati A, Bergan JJ, Gloviczki P, Jantet G, Wendell-Smith CP, Partsch H. Nomenclature of the veins of the lower limbs: an international interdisciplinary consensus statement. Journal of Vascular Surgery. 2002.
  25. Beebe-Dimmer JL, Pfeifer JR, Engle JS, Schottenfeld D. The epidemiology of chronic venous insufficiency and varicose veins. Annals of Epidemiology. 2005.
  26. Nicolini P, Bianciardi G, Laria M. Conservative treatment of varicose veins with sclerotherapy: a review. International Journal of Angiology. 2010.
  27. van Rij AM, Solomon C, Christie RA, Hill GB, Bobillier MJ. Venous reflux in the superficial and deep veins of the leg in healthy volunteers and patients with varicose veins. Journal of Vascular Surgery. 2008.
  28. Kistner RL, Eklof B, Masuda EM. Diagnosis of chronic venous disease of the lower extremities: the “CEAP” classification. American Journal of Surgery. 1996.
  29. Lurie F, Creton D, Eklof B, Kabnick LS, Kistner RL, Pichot O, Perrin M. Prospective randomized study of endovenous radiofrequency obliteration (closure) versus ligation and vein stripping (EVOLVeS): two-year follow-up. Journal of Vascular Surgery. 2005
  30. https://scholar.google.com/
  31. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
  32. https://www.researchgate.net/
  33. https://www.nhs.uk/

Varis Tedavisi, Varis Nedir? 8 Belirtisi Ve Nedenleri Nelerdir?

Sağlık Bilgisi Paylaş !
Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Op. Dr. Ali GÜRTUNA

Çocuk Cerrahisi Uzmanı
Sağlık Bilgisi: aligurtuna.com

Articles: 1372