Yaygın Anksiyete Bozukluğu: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tedavisi
Modern çağın yoğun yaşam temposu, belirsizliklerle dolu bir dünyada bireylerin karşı karşıya kaldığı duygusal zorlukları artırmaktadır. İnsanlar yaşam boyunca çeşitli zorluklarla mücadele ederken, kaygı yaşamın doğal bir parçası olarak ortaya çıkar. Ancak kaygının sürekli, aşırı ve kontrol edilemez bir hale gelmesi durumunda bu, bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen psikolojik bir rahatsızlığa dönüşebilir. Bu durum, Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) olarak adlandırılır. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, anksiyete bozuklukları, dünya genelinde ruh sağlığı problemleri arasında en yaygın olanlardan biridir ve bireylerin yaşam kalitesi, işlevselliği ve sosyal ilişkileri üzerinde derin etkiler yaratır.
Sağlık Bilgisi İçeriği
Yaygın Anksiyete Bozukluğu: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi
Yaygın Anksiyete Bozukluğu, bireylerin günlük yaşamında sıkça karşılaşılabilecek stres faktörlerine orantısız ve sürekli bir endişe tepkisi vermesiyle karakterizedir. Bu endişeler çoğu zaman gerçekçi olmayan korkulara dayalıdır ve bireyin hayatını yönetmesini güçleştirir. Günlük hayatta yaşanan finansal sorunlar, sağlık endişeleri ya da ilişkilerle ilgili problemler gibi konular, YAB’lı bireylerde ciddi bir kaygıya yol açabilir. Dahası, bu durum yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda fiziksel sağlık üzerinde de zararlı etkiler bırakır. Çarpıntı, mide rahatsızlıkları ve kas gerginliği gibi semptomlar sıkça görülür.
Bu bozukluğun nedenleri ve etkileri bireyler arasında farklılık gösterebilir. Genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve biyokimyasal süreçler gibi birçok etken, bu rahatsızlığın ortaya çıkmasında rol oynar. Ayrıca çocukluk döneminde yaşanan travmalar ve yetiştirme tarzı da anksiyetenin temel taşlarını oluşturabilir. Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nun çok yönlü bir yapısı olması, tanı ve tedavi süreçlerini oldukça karmaşık hale getirebilir.
Bu makalede Yaygın Anksiyete Bozukluğu’nun kapsamlı bir şekilde ele alınması amaçlanmaktadır. Bozukluğun tanımı, nedenleri, belirtileri ve tanı süreçlerinden başlayarak tedavi yöntemleri ve bireylerin başa çıkma yollarına kadar her yönüyle incelenecektir. Ayrıca, bireylerin bu rahatsızlıkla yaşamayı öğrenmelerine yönelik ipuçları ve profesyonel destek almanın önemi vurgulanacaktır. Amacımız, bu rahatsızlığa dair farkındalık yaratarak bireylerin ve toplumun daha bilinçli bir şekilde hareket etmesine katkı sağlamaktır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), bireyin çeşitli konular hakkında aşırı ve sürekli bir endişe hali yaşamasıyla karakterize edilen bir ruh sağlığı rahatsızlığıdır. Bu endişeler genellikle orantısızdır ve kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler. YAB, yalnızca belirli bir duruma ya da olaya odaklanmaz; aksine geniş bir yelpazede farklı konuları kapsar. Örneğin, birey aynı anda hem iş performansı, finansal durum, aile sağlığı hem de gelecekte olabilecek varsayımsal olaylar hakkında yoğun kaygılar yaşayabilir. Bu durum, bireyin sadece psikolojik sağlığını değil, aynı zamanda fiziksel sağlığını, sosyal ilişkilerini ve mesleki performansını da derinden etkiler.
YAB’nin diğer anksiyete bozukluklarından farkı, endişenin yaygın ve sürekli olmasıdır. Örneğin, fobiler belirli bir nesne ya da durumla sınırlıdır, obsesif-kompulsif bozukluk belirli bir ritüel etrafında gelişir, ancak YAB’de kaygı daha geneldir ve kapsamı çok geniştir. Kaygı seviyesi genellikle bireyin kontrol edemediği bir noktaya ulaşır. Bireyler sık sık en kötü senaryoyu düşünme eğiliminde olabilirler ve bu olasılıklar, gerçekçi olmasa bile onları derinden etkiler. Bu nedenle, YAB’li bireylerin hayatında “belirsizlikle baş edememe” durumu oldukça yaygındır. En küçük olasılıklar bile birey için büyük bir kriz yaratabilir ve sürekli bir tehdit algısı oluşturabilir.
YAB’nin bu yaygın yapısı nedeniyle, bireyler sıklıkla durumu fark etmekte ya da rahatsızlığın bir bozukluk olduğunu anlamakta zorlanırlar. Çoğu kişi, kaygı durumunu “kişilik özelliği” ya da “doğal bir huy” olarak algılayabilir ve bu nedenle profesyonel yardım aramaktan kaçınabilir. Bununla birlikte, YAB’nin uzun vadeli etkileri oldukça ciddidir. Tedavi edilmediğinde, depresyon gibi diğer ruhsal rahatsızlıkların eşlik etme olasılığı artar ve fiziksel sağlık sorunları (örneğin hipertansiyon, kronik ağrılar ve bağışıklık sistemi problemleri) gelişebilir. Bu nedenle, YAB’nin doğru tanımlanması ve ele alınması, bireylerin yaşam kalitesini artırmada kritik bir öneme sahiptir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri
Yaygın Anksiyete Bozukluğu belirtileri, kişinin hem psikolojik hem de fiziksel sağlığını etkileyen geniş bir yelpazede ortaya çıkar. Bu belirtiler, bireyin günlük yaşamını sürdürebilmesini zorlaştırır ve yaşam kalitesini düşürür. Belirtiler bireyden bireye farklılık gösterebilir, ancak genel olarak aşağıdaki kategorilerde incelenebilir:
1. Psikolojik Belirtiler
YAB’nin en belirgin özelliklerinden biri, kişinin düşünsel süreçlerinde ve duygusal durumunda yarattığı yoğun etkidir. Psikolojik belirtiler şunları içerir:
- Sürekli ve Orantısız Endişe: Birey, günlük yaşamın sıradan meseleleri hakkında sürekli bir endişe hali yaşar. Bu endişeler genellikle abartılıdır ve gerçekçi bir temele dayanmaz. Örneğin, bir toplantıya geç kalmaktan duyulan kaygı, büyük bir felaketle sonuçlanacakmış gibi algılanabilir.
- En Kötü Senaryoya Odaklanma: YAB’lı bireyler, her durumun olabilecek en kötü sonucunu düşünme eğilimindedir. Basit bir baş ağrısı bile ciddi bir hastalığın habercisi olarak algılanabilir.
- Kontrol Kaybı Hissi: Kişi, endişelerini kontrol edemediğini hisseder ve bu durum zamanla umutsuzluk duygusuna yol açabilir.
- Dikkat ve Konsantrasyon Problemleri: YAB, bireyin zihinsel kaynaklarını sürekli endişe ile meşgul ettiği için dikkati bir noktaya toplamakta zorlanmasına neden olur. Bu durum, iş ya da eğitim gibi alanlarda performans düşüşüne yol açabilir.
- Huzursuzluk ve Tahammülsüzlük: Birey kendini sürekli diken üstünde hisseder. Herhangi bir dış uyaran karşısında aşırı tepki verebilir.
- Özgüven Eksikliği: Sürekli endişe hali, bireyin kendine olan güvenini zayıflatır. YAB’lı bireyler, sık sık kendi yetkinliklerinden şüphe eder ve hata yapma korkusu yaşar.
2. Fiziksel Belirtiler
Yaygın Anksiyete Bozukluğu, yalnızca zihinsel bir rahatsızlık olarak görülmemelidir. Bu bozukluk, beden üzerinde de önemli fiziksel etkiler yaratır. Fiziksel belirtiler şunlardır:
- Kas Gerginliği ve Ağrılar: YAB’lı bireyler genellikle sürekli gerginlik hisseder. Bu durum, sırt, boyun ve omuz kaslarında ağrı ve sertliğe yol açabilir. Uzun süreli kas gerginliği, kronik ağrılarla sonuçlanabilir.
- Çarpıntı ve Hızlı Kalp Atışı: Kaygı sırasında kalp atışları hızlanır ve birey çarpıntı hissedebilir. Bu durum, fiziksel bir sağlık sorunu olduğu korkusuna neden olabilir.
- Mide Rahatsızlıkları: Anksiyete, sindirim sistemini doğrudan etkileyebilir. Mide bulantısı, şişkinlik, hazımsızlık ve irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi rahatsızlıklar sıkça görülür.
- Yorgunluk ve Enerji Düşüklüğü: Sürekli endişe ve zihinsel yük, bireyin enerji seviyesini düşürür. Kişi, yeterince uyusa bile kendini yorgun hissedebilir.
- Uyku Problemleri: Uykuya dalmakta zorluk, sık sık uyanma ya da dinlenmiş hissetmeden uyanma gibi uyku sorunları YAB’lı bireylerde yaygındır. Zihin sürekli olarak olumsuz düşüncelerle meşgul olduğu için uyku kalitesi düşer.
- Baş Ağrısı ve Baş Dönmesi: Sürekli stres, baş ağrısına veya sersemleme hissine neden olabilir.
- Terleme ve Titreme: Anksiyete durumlarında sinir sistemi aşırı aktif hale gelir, bu da bireyin terlemesine, ellerinin titremesine ya da üşümesine yol açabilir.
- Hızlı Soluk Alıp Verme (Hiperventilasyon): Yoğun kaygı durumlarında birey, nefes alıp verme hızını kontrol etmekte zorlanabilir. Bu durum, nefes darlığı ya da boğulma hissi yaşamasına neden olabilir.
3. Davranışsal Belirtiler
Yaygın Anksiyete Bozukluğu, bireyin davranışlarını da etkileyebilir. Kişinin günlük rutininde yaptığı değişiklikler ya da alışkanlıklarındaki bozulmalar, bu rahatsızlığın işaretlerinden biridir:
- Kaçınma Davranışları: Birey, endişe yaratan durumlarla yüzleşmekten kaçınır. Örneğin, kalabalık ortamlara girmek, sorumluluk almak ya da belirli görevleri yerine getirmekten çekinebilir.
- Aşırı Hazırlık ve Planlama: Birey, kontrol hissini yeniden kazanmak için en küçük olaylar için bile aşırı hazırlık yapabilir. Örneğin, işteki bir sunum için gereğinden fazla zaman ve enerji harcayabilir.
- Kararsızlık: YAB’lı bireyler, sürekli endişe hali nedeniyle karar vermekte zorlanır. Aldıkları kararların olası sonuçlarını sürekli sorgularlar ve yanlış yapma korkusu yaşarlar.
- Sosyal Geri Çekilme: YAB, bireyin sosyal ilişkilerini de etkiler. Kişi, başkalarıyla iletişim kurmaktan çekinebilir ya da sosyal ortamlarda rahat edemez.
4. Duygusal Belirtiler
Duygusal belirtiler, bireyin yaşamdan aldığı keyfi azaltan ve sürekli bir stres hali yaratan unsurlardır. Bu belirtiler şunları içerir:
- Huzursuzluk ve Gerginlik: Birey, sürekli olarak kötü bir şey olacakmış gibi hisseder. Bu durum, içsel bir gerginlik yaratır.
- Endişe Döngüsü: Bireyin zihin yapısı, bir endişeden diğerine geçiş yaparak bir döngü yaratır. Örneğin, sağlıkla ilgili bir endişe, finansal konulara, ardından sosyal ilişkilere kayabilir.
- Duygusal Hassasiyet: YAB’lı bireyler, başkalarının söz ve davranışlarına karşı aşırı hassasiyet gösterebilir. Eleştirilere ya da olumsuz durumlara karşı abartılı tepkiler verebilirler.
- Sabırsızlık ve Sinirlilik: Sürekli stres hali, bireyin sabrını azaltır ve onu daha kolay sinirlenir hale getirir.
5. Belirtilerin Etkisi ve Sonuçları
Yukarıdaki belirtiler, bireyin yalnızca ruhsal ve fiziksel sağlığını değil, aynı zamanda sosyal ilişkilerini, akademik ve iş performansını da olumsuz etkiler. YAB’lı bireyler, genellikle bu belirtileri gizlemeye çalışır ya da başkaları tarafından yanlış anlaşılmaktan çekinir. Bu da durumu daha da karmaşık hale getirir.
Belirtilerin yoğunluğu, bireyin stres seviyesine ve yaşam koşullarına bağlı olarak artış gösterebilir. Örneğin, stresli bir olay sırasında fiziksel ve psikolojik belirtiler şiddetlenebilir. Bu nedenle erken farkındalık ve müdahale, bireyin iyileşme sürecinde kritik öneme sahiptir.
6. Çocuklarda ve Gençlerde Belirtiler
Çocuklar ve gençler yetişkinlerle benzer endişelere sahip olabilir, ancak aynı zamanda aşağıdaki konularda da aşırı endişeler yaşayabilirler:
- Okulda veya spor etkinliklerinde performans
- Aile üyelerinin güvenliği
- Zamanında olmak (dakiklik)
- Depremler, nükleer savaş veya diğer felaket olayları
Aşırı endişe duyan bir çocuk veya genç şunları yapabilir:
- Uyum sağlamak için aşırı endişeli hissediyorum
- Mükemmeliyetçi ol
- Görevleri yeniden yapın çünkü ilk seferinde mükemmel değiller
- Ödev yaparak aşırı zaman harcamak
- Güven eksikliği
- Onay için çabalayın
- Performans konusunda çok fazla güvence gerektirir
- Sık sık karın ağrısı veya diğer fiziksel şikayetleriniz varsa
- Okula gitmekten kaçının veya sosyal durumlardan kaçının
Ne zaman doktora görünmeli
Bir miktar kaygı normaldir ancak aşağıdaki durumlarda doktorunuza görünün:
- Çok fazla endişelendiğinizi ve bunun işinizi, ilişkilerinizi veya hayatınızın diğer bölümlerini etkilediğini hissediyorsunuz
- Depresyonda veya sinirli hissediyorsanız, içki veya uyuşturucu sorunu yaşıyorsanız veya kaygının yanı sıra başka zihinsel sağlık sorunlarınız da varsa
- İntihar düşünceleriniz veya davranışlarınız varsa derhal acil tedaviye başvurun
Endişelerinizin kendiliğinden ortadan kalkması pek olası değildir ve aslında zamanla daha da kötüleşebilirler. Kaygınız şiddetli hale gelmeden önce profesyonel yardım almaya çalışın; erken dönemde tedavi edilmesi daha kolay olabilir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedenleri
Pek çok zihinsel sağlık koşulunda olduğu gibi, yaygın anksiyete bozukluğunun nedeni de muhtemelen biyolojik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşiminden kaynaklanmaktadır.
Bu faktörler şunları içerebilir:
- Beyin kimyası ve işlevindeki farklılıklar
- Genetik
- Tehditlerin algılanma biçimindeki farklılıklar
- Gelişim ve kişilik
Risk Faktörleri
Kadınlara yaygın anksiyete bozukluğu tanısı erkeklerden biraz daha sık konuluyor.
Aşağıdaki faktörler yaygın anksiyete bozukluğu gelişme riskini artırabilir:
- Kişilik. Mizacı çekingen veya olumsuz olan veya tehlikeli şeylerden kaçınan bir kişi, genel kaygı bozukluğuna diğerlerine göre daha yatkın olabilir.
- Genetik. Ailelerde yaygın anksiyete bozukluğu görülebilir.
- Deneyimler. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerin geçmişlerinde önemli yaşam değişiklikleri, çocukluk döneminde travmatik ya da olumsuz deneyimler ya da yakın zamanda yaşanan travmatik ya da olumsuz bir olay öyküsü olabilir. Kronik tıbbi hastalıklar veya diğer zihinsel sağlık bozuklukları riski artırabilir.
Komplikasyonlar
Yaygın anksiyete bozukluğuna sahip olmak sakatlayıcı olabilir. Bu olabilir:
- Konsantre olmakta zorluk çektiğiniz için görevleri hızlı ve verimli bir şekilde yerine getirme yeteneğinizi zayıflatır
- Zaman ayırın ve diğer faaliyetlere odaklanın
- Enerjinizi tüketin
- Depresyon riskinizi artırın
Yaygın anksiyete bozukluğu ayrıca aşağıdaki gibi diğer fiziksel sağlık sorunlarına da yol açabilir veya bunları kötüleştirebilir:
- İrritabl bağırsak sendromu veya ülser gibi sindirim veya bağırsak sorunları
- Baş ağrısı ve migren
- Kronik ağrı ve hastalık
- Uyku sorunları ve uykusuzluk
- Kalp sağlığı sorunları
Yaygın anksiyete bozukluğu sıklıkla diğer zihinsel sağlık sorunlarıyla birlikte ortaya çıkar ve bu durum tanı ve tedaviyi daha da zorlaştırabilir. Yaygın anksiyete bozukluğunda sıklıkla ortaya çıkan bazı zihinsel sağlık bozuklukları şunları içerir:
- Fobiler
- Panik atak
- Travma sonrası stres bozukluğu (PTSD)
- Obsesif kompulsif bozukluk (OKB)
- Depresyon
- İntihar düşünceleri veya intihar
- Madde bağımlılığı
Önleme
Bir kişinin yaygın kaygı bozukluğu geliştirmesine neyin sebep olacağını kesin olarak tahmin etmenin bir yolu yoktur, ancak kaygı yaşıyorsanız semptomların etkisini azaltmak için adımlar atabilirsiniz:
- Erken yardım alın. Diğer birçok zihinsel sağlık durumu gibi kaygının da beklerseniz tedavisi daha zor olabilir.
- Bir günlük tutun. Kişisel yaşamınızı takip etmek, sizin ve ruh sağlığı uzmanınızın, strese neyin neden olduğunu ve neyin daha iyi hissetmenize yardımcı olduğunu belirlemenize yardımcı olabilir.
- Hayatınızdaki sorunlara öncelik verin. Zamanınızı ve enerjinizi dikkatli bir şekilde yöneterek kaygıyı azaltabilirsiniz.
- Sağlıksız madde kullanımından kaçının. Alkol ve uyuşturucu kullanımı ve hatta nikotin veya kafein kullanımı kaygıya neden olabilir veya daha da kötüleşebilir. Bu maddelerden herhangi birine bağımlıysanız, bırakmak sizi kaygılandırabilir. Kendi başınıza bırakamıyorsanız doktorunuza görünün veya size yardımcı olacak bir tedavi programı veya destek grubu bulun.
Teşhis
Yaygın anksiyete bozukluğunun teşhisine yardımcı olmak için doktorunuz veya ruh sağlığı uzmanınız şunları yapabilir:
- Kaygınızın ilaçlarla veya altta yatan bir tıbbi durumla bağlantılı olabileceğine dair işaretler aramak için fizik muayene yapın
- Tıbbi bir durumdan şüpheleniliyorsa kan veya idrar testleri veya diğer testler isteyin
- Belirtileriniz ve tıbbi geçmişiniz hakkında ayrıntılı sorular sorun
- Teşhisin belirlenmesine yardımcı olması için psikolojik anketler kullanın
- Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nda (DSM-5) listelenen kriterleri kullanın
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavisi
Tedavi kararları, yaygın anksiyete bozukluğunun günlük yaşamınızda işlevsellik yeteneğinizi ne kadar önemli ölçüde etkilediğine dayanmaktadır. Yaygın anksiyete bozukluğunun iki ana tedavisi psikoterapi ve ilaçlardır. İkisinin birleşiminden en fazla faydayı sağlayabilirsiniz. Hangi tedavilerin sizin için en iyi sonucu verdiğini keşfetmek biraz deneme yanılma gerektirebilir.
Psikoterapi
Konuşma terapisi veya psikolojik danışmanlık olarak da bilinen psikoterapi, kaygı belirtilerinizi azaltmak için bir terapistle birlikte çalışmayı içerir. Bilişsel davranışçı terapi, yaygın anksiyete bozukluğu için en etkili psikoterapi şeklidir.
Genellikle kısa süreli bir tedavi olan bilişsel davranışçı terapi, endişelerinizi doğrudan yönetebilmeniz için size özel beceriler öğretmeye ve kaygı nedeniyle kaçındığınız faaliyetlere yavaş yavaş geri dönmenize yardımcı olmaya odaklanır. Bu süreç boyunca, başlangıçtaki başarınızın üzerine inşa ettikçe semptomlarınız iyileşir.
İlaçlar
Yaygın anksiyete bozukluğunu tedavi etmek için aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli ilaç türleri kullanılır. Faydaları, riskleri ve olası yan etkileri hakkında doktorunuzla konuşun.
- Antidepresanlar. Seçici serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) ve serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörü (SNRI) sınıflarındaki ilaçlar da dahil olmak üzere antidepresanlar, ilk basamak ilaç tedavileridir. Yaygın anksiyete bozukluğunu tedavi etmek için kullanılan antidepresanların örnekleri arasında essitalopram (Lexapro), duloksetin (Cymbalta), venlafaksin (Effexor XR) ve paroksetin (Paxil, Pexeva) yer alır. Doktorunuz ayrıca başka antidepresanlar da önerebilir.
- Buspiron. Buspiron adı verilen bir anti-anksiyete ilacı sürekli olarak kullanılabilir. Çoğu antidepresanda olduğu gibi, tamamen etkili hale gelmesi genellikle birkaç hafta kadar sürer.
- Benzodiazepinler. Sınırlı durumlarda doktorunuz anksiyete belirtilerini hafifletmek için bir benzodiazepin reçete edebilir. Bu sakinleştiriciler genellikle yalnızca kısa süreli olarak akut kaygıyı gidermek için kullanılır. Alışkanlık oluşturabilecekleri için, alkol veya uyuşturucu kullanımıyla ilgili sorunlarınız varsa veya yaşadıysanız bu ilaçlar iyi bir seçim değildir.
Yaşam Tarzı ve Ev İlaçları
Anksiyete bozukluğu olan kişilerin çoğu, kaygıyı kontrol altına almak için psikoterapiye veya ilaçlara ihtiyaç duyarken, yaşam tarzı değişiklikleri de fark yaratabilir.
İşte yapabilecekleriniz:
- Fiziksel olarak aktif kalın. Haftanın çoğu gününde fiziksel olarak aktif olmanızı sağlayacak bir rutin geliştirin. Egzersiz güçlü bir stres azaltıcıdır. Ruh halinizi iyileştirebilir ve sağlıklı kalmanıza yardımcı olabilir. Yavaş yavaş başlayın ve aktivitelerinizin miktarını ve yoğunluğunu kademeli olarak artırın.
- Uykuyu bir öncelik haline getirin. Dinlenmiş hissetmenize yetecek kadar uyuduğunuzdan emin olmak için elinizden geleni yapın. İyi uyumuyorsanız doktorunuza görünün.
- Gevşeme tekniklerini kullanın. Görselleştirme teknikleri, meditasyon ve yoga kaygıyı hafifletebilecek rahatlama tekniklerine örnektir.
- Sağlıklı ye. Sebzelere, meyvelere, tam tahıllara ve balığa odaklanmak gibi sağlıklı beslenme kaygının azalmasıyla bağlantılı olabilir, ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
- Alkol ve eğlence amaçlı uyuşturuculardan kaçının. Bu maddeler kaygıyı kötüleştirebilir.
- Sigarayı bırakın ve kahve içmeyi kesin veya bırakın. Hem nikotin hem de kafein kaygıyı kötüleştirebilir.
Referanslar:
- Yaygın Anksiyete Bozukluğu: 6 Belirtisi, Nedenleri, Tanısı Ve Tedavisi
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (5th ed.).
- National Institute of Mental Health. (2020). Anxiety Disorders Overview.
- Barlow, D. H. (2002). Anxiety and Its Disorders: The Nature and Treatment of Anxiety and Panic (2nd ed.).
- Craske, M. G., & Stein, M. B. (2016). “Anxiety Disorders.” The Lancet, 388(10063), 3048-3059.
- Sadock, B. J., Sadock, V. A., & Ruiz, P. (2015). Kaplan & Sadock’s Comprehensive Textbook of Psychiatry (10th ed.).
- Hofmann, S. G., & Smits, J. A. (2008). “Cognitive-Behavioral Therapy for Adult Anxiety Disorders.” Journal of Clinical Psychiatry, 69(4), 621-629.
- Beck, A. T. (1990). Cognitive Therapy of Anxiety Disorders.
- Bandelow, B., et al. (2017). “Treatment of Anxiety Disorders.” Dialogues in Clinical Neuroscience, 19(2), 93-107.
- Clark, D. A., & Beck, A. T. (2011). Cognitive Therapy of Anxiety Disorders: Science and Practice.
- Kessler, R. C., et al. (2005). “Lifetime Prevalence and Age-of-Onset Distributions of DSM-IV Disorders.” Archives of General Psychiatry, 62(6), 593-602.
- Mayo Clinic Staff. (2018). Anxiety Disorders: Symptoms and Causes.
- Marks, I. M. (1987). Fears, Phobias, and Rituals: Panic, Anxiety, and Their Disorders.
- Rapee, R. M. (1991). “Generalized Anxiety Disorder: A Review of Clinical Features and Theoretical Concepts.” Clinical Psychology Review, 11(4), 419-440.
- Sapolsky, R. M. (2004). Why Zebras Don’t Get Ulcers (3rd ed.).
- Spielberger, C. D. (1983). State-Trait Anxiety Inventory (STAI).
- Taylor, S. (1999). Anxiety Sensitivity: Theory, Research, and Treatment of the Fear of Anxiety.
- Wittchen, H. U., & Hoyer, J. (2001). “Generalized Anxiety Disorder: Nature and Course.” Journal of Clinical Psychiatry, 62(Suppl 11), 15-21.
- World Health Organization. (2017). Depression and Other Common Mental Disorders: Global Health Estimates
- https://scholar.google.com/
- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/
- https://www.researchgate.net/
- https://www.mayoclinic.org/
- https://www.nhs.uk/
- https://www.webmd.com/